Translation of "Fur" in Turkish

0.036 sec.

Examples of using "Fur" in a sentence and their turkish translations:

That's actually wolf fur.

Bu kurt kürkü.

Sheep fur is fluffy.

Koyun kürkü kabarıktır.

Too much fur had exploded

çok fazla bir furya patlamıştı

That cat has beautiful fur.

O kedinin güzel bir kürkü var.

Fur coats are on sale.

Kürk mantolar satışa sunulmuştur.

Only animals should wear fur.

Sadece hayvanlar kürk giymeli.

Tom is a fur trader.

Tom bir kürk tüccarıdır.

- Tom bought Mary a fur coat.
- Tom bought a fur coat for Mary.

Tom Mary'ye bir kürk manto aldı.

- Tom gave Mary a fur coat.
- Tom gave a fur coat to Mary.

Tom Mary'ye kürk manto verdi.

She was wearing a fur coat.

O bir kürk ceket giymişti.

A beaver's fur is very soft.

Bir kunduz kürkü çok yumuşaktır.

The coat is lined with fur.

Bu ceket kürkle astarlanmıştır.

Mary was wearing a fur coat.

Mary bir kürk ceket giyiyordu.

My cat's fur is all matted.

Kedimin tüyleri tamamen keçeleşmiş.

That to me, looks like feline fur.

Bu bence bir kedigil tüyü.

Fur! Just caught on the branch there.

Tüy! Şuradaki dala takılmış.

Their fur has grooves that attract moisture

Tüyleri nemi çekiyor

Her coat is fur on the inside.

Onun ceketinin içi kürktür.

You should not wear a fur coat.

Kürk ceket giymemelisin.

Our cat's fur has lost its luster.

Kedimizin kürkü parlaklığını kaybetti.

His body was covered with brown fur.

Onun vücudu kahverengi kürkle kaplıydı.

That fur coat makes her look bigger.

O kürk ceket onun daha büyük görünmesini sağlar.

Siberian Huskies have a thick fur coat.

Sibirya kurtlarının kalın bir kürk mantosu vardır.

- Tom wanted to buy a fur coat for Mary.
- Tom wanted to buy Mary a fur coat.

Tom, Mary için bir kürk palto almak istedi.

She had to part with her fur coat.

O kürk ceketini elden çıkarmak zorundaydı.

Don't sell the bear's fur before hunting it.

Ayının kürkünü onu avlamadan önce satma.

There were hundreds of ticks in its fur.

Onların kürkleri üzerinde yüzlerce kene vardı.

Tom decided to buy Mary a fur coat.

Tom, Mary'ye bir kürk satın almaya karar verdi.

Tom wanted to buy Mary a fur coat.

Tom Mary'ye bir kürk ceket almak istedi.

Sami was going to buy the fur coat.

Sami kürk paltoyu satın alacaktı.

And life isn't easy for a fur seal pup.

O hayat, kürklü fok yavrusu için hiç kolay değil.

The new fur coats were displayed in the window.

Yeni kürk mantolar vitrinde sergilendi.

The fox changes its fur, but not its vices.

Tilki kendi derisini değiştirir ama karakterini değiştirmez.

Tom wanted to buy a fur coat for Mary.

Tom, Mary için bir kürk palto almak istedi.

But often, big cats hardly smell at all, their fur.

Ama büyük kedilerin kürklerinde nadiren koku bulunur.

Eyes covered with skin and fur render her totally blind.

Deri ve tüy kaplı gözleri bu köstebeği tamamen kör bırakmıştır.

Burglars broke into our apartment and stole my wife's fur coat.

Hırsızlar bizim daireye zorla girdi ve eşimin kürk ceketini çaldı.

If I don't take care of my fur, it gets real messy.

Kürküme bakmazsam, çok dağınık hale gelir.

They may be closely related to fur seals, but they’re seven times the size.

Kürklü foklarla yakından akraba olsalar da onlardan yedi kat büyüktürler.

He removed his fur jacket downstairs, went up, and knocked lightly on the door.

O, aşağıda kürk ceketini çıkardı, yukarı gitti ve kapıyı hafifçe çaldı.

This tiny Island in Mossel Bay, South Africa, is home to 4,000 Cape fur seals.

Mossel Körfezi, Güney Afrika'daki bu ufacık ada 4.000 Güney Afrika kürklü fokuna ev sahipliği yapmaktadır.

Once beyond the city lights in the dark open ocean, the fur seals are safer.

Şehrin ışıklarını geride bırakıp karanlık açık okyanusa ulaşan kürklü foklar artık daha güvende.