Translation of "Actually" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Actually" in a sentence and their turkish translations:

- You're right actually.
- That's correct, actually.

Aslında o doğru.

When actually,

norm olduğu bir çağda yaşıyoruz.

Actually yes

aslında evet

Actually, yes.

Aslında, evet.

- That is actually very simple.
- It's actually very simple.
- That's actually very simple.

Bu çok basit aslında.

- Did it actually happen?
- Did that actually happen?

Bu gerçekten oldu mu?

- Tom didn't actually do anything.
- Tom actually did nothing.
- Tom actually didn't do anything.

Tom aslında hiçbir şey yapmadı.

Are actually stromatolites.

aslında stratomalitlerdi.

Actually, this behavior

Yine aslında bu davranış

What actually happened?

Gerçekten ne oldu?

Actually, you're right.

Aslında sen haklısın.

That's actually perfect.

O gerçekten mükemmel.

I'm actually shocked.

Ben aslında şok oldum.

You're actually early.

Sen aslında erken geldin.

You're actually late.

Sen gerçekten geç kaldın.

Tom actually laughed.

Tom gerçekten güldü.

You're actually wrong.

San aslında hatalısın.

I'm actually done.

Ben aslında hazırım.

I'm actually impressed.

Ben gerçekten etkilendim.

We're actually early.

Biz gerçekten erken geldik.

It's actually funny.

Bu aslında komik.

I actually laughed.

Ben aslında güldüm.

You're right actually.

Aslında haklısın.

Actually, I'm Algerian.

Aslında ben Cezayirliyim.

- Did you actually see it?
- Did you actually see him?
- Did you actually see her?

Gerçekten onu gördün mü?

- It's not actually raining yet.
- It isn't actually raining yet.

Aslında henüz yağmur yağmıyor.

- I never actually met him.
- I never actually met her.

Aslında onunla tanışmadım.

- I've never actually met him.
- I never actually met him.

Aslında onunla tanışmadım.

- I've never actually met her.
- I never actually met her.

Aslında onunla tanışmadım.

- It's actually a good idea.
- That's actually a good idea.

Bu aslında iyi bir fikir.

- Actually, I've already done that.
- I've actually already done that.

Aslında ben bunu zaten yaptım.

- Tom never actually did that.
- Tom didn't actually do that.

Tom aslında bunu yapmadı.

actually a real brain.

aslında gerçek bir beyin.

It's quite simple, actually.

Cevap oldukça basit aslında.

Actually, I felt honored.

Aslında, ben onur duydum.

You're actually gaining perspectives,

aslında perspektif kazanıyorsunuz

That's actually wolf fur.

Bu kurt kürkü.

Billions of them, actually.

milyarlarca aslında.

actually considering Hagia Sophia

aslında Ayasofya'ya bakılınca

Not necessarily biased, actually

yanlış olmadığı gibi bir gereklilik aslında

actually carries this virus

bu virüsü taşır aslında

So it actually sank

Yani aslında battı

Our everything is actually

Bizim herşeyimiz aslında

Where is Esperantoland actually?

Gerçekte Esperanto ülkesi nerededir?

It's actually very fun!

Aslında çok eğlenceli!

That's actually pretty cool.

O aslında oldukça soğuktu.

I actually enjoyed that.

Şundan gerçekten hoşlandım.

I actually work here.

Aslında burada çalışıyorum.

I'm actually enjoying myself.

Gerçekten günümü gün ediyorum.

I'm actually pretty tired.

Ben aslında oldukça yorgunum.

I'm actually very busy.

Aslında çok yoğunum.

I'm actually very happy.

Gerçekten çok mutluyum.

Is this actually happening?

Bu gerçekten oluyor mu?

That's actually not true.

O aslında doğru değil.

That's actually pretty clever.

O aslında oldukça akıllı.

Tom actually believed you.

Tom gerçekten sana inandı.

Tom wasn't actually there.

Tom gerçekten orada değildi.

I'm fairly busy, actually.

Ben gerçekten oldukça meşgulüm.

Actually, I'm currently unemployed.

Aslında ben şu anda işsizim.

Actually, I'm not homeless.

Aslında ben evsiz değilim.

It's actually incredibly stupid.

Aslında akılalmaz derecede aptalca.

Actually, we've already met.

Aslında biz zaten tanıştık.

You were actually right.

Gerçekten haklıydın.

That’s actually the truth.

Aslında o gerçek.

It's quite complex actually.

O aslında oldukça karmaşık.

It's quite common actually.

O aslında oldukça yaygın.

Are they actually friends?

Onlar gerçekten arkadaş mı?

Are you actually serious?

- Aslında ciddi misiniz?
- Aslında ciddi misin?

This is actually true.

Bu gerçekten doğru.

I actually appreciate that.

Bunu gerçekten takdir ediyorum.

Tom actually believed that.

Tom aslında ona inanıyordu.

Tom actually did that.

Tom gerçekten onu yaptı

We actually did it.

Aslında bunu yaptık.

Tom actually enjoyed it.

Tom'un aslında hoşuna gitmişti.

That was actually unexpected.

- O gerçekten beklenmiyordu.
- O gerçekten beklenmedik bir şeydi.

It never actually happened.

Aslında asla olmadı.

Nobody was actually hurt.

Aslında kimse yaralanmadı.

That actually surprised me.

O aslında beni şaşırttı.

I actually like Tom.

Ben aslında Tom'u beğenirim.

I actually like it.

Bunu gerçekten seviyorum.

It actually is interesting.

Bu gerçekten ilgi çekici.

Tom's plan actually worked.

Tom'un planı aslında çalıştı.

Tom actually said that.

Tom aslında onu söyledi.

That actually sounds intriguing.

O aslında ilgi çekici görünüyor.

Actually, I know her.

Aslında onu biliyorum.

I'm not sure actually.

Aslında emin değilim.

Tom actually likes me.

Tom gerçekten beni seviyor.

I actually don't know.

Aslında bilmiyorum.

Tom actually seems happy.

Tom gerçekten mutlu görünüyor.

Actually, it's my job.

Aslında, bu benim işim.

It didn't actually happen.

Gerçekte olmadı.

I actually like broccoli.

Ben gerçekten brokoliyi severim.

We've actually met before.

Biz aslında daha önce tanıştık.

We never actually met.

Biz aslında hiç tanışmadık.

That's actually pretty sad.

O aslında oldukça üzgün.

It's actually rice milk.

O aslında pirinç sütü.

That's actually really dangerous.

O aslında gerçekten tehlikeli.

Actually, we waste water.

Aslında biz suyu israf ediyoruz.