Translation of "Flame" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Flame" in a sentence and their turkish translations:

The flame went out.

Alev söndü.

Tom lowered the flame.

Tom alevi azalttı.

Turn the flame down low.

Alevi kıs.

Tom turned down the flame.

Tom ateşi kıstı.

An old flame never dies.

Eski bir alev asla ölmez.

The flame has begun to fade.

Alev zayıflamaya başladı.

He fanned the fire into flame.

O ateşi körükledi.

Sulfur burns with a blue flame.

Sülfür mavi bir alevle yanar.

Tom was staring at the flame.

Tom aleve bakıyordu.

Life is a flame that death extinguishes.

Hayat ölümün söndürdüğü bir alevdir.

Life is a flame that smothers death.

Yaşam, ölümü dumanıyla boğan bir alevdir.

A small spark often ignites a big flame.

Küçük bir kıvılcım sık sık büyük bir alevi ateşler.

We, the people, shield the flame of our existence

Biz, insanlar olarak varlığımızın ateşini

Yet it is always to the flame we look.

Yine de her zaman aleve bakarız.

Materials that were normally fire-resistant burst into flame.

normalde yangına dayanıklı malzemeler bile alev haline geldi.

The candle's flame is flickering in the soft breeze.

- Mumun alevi yumuşak esintide titriyor.
- Mumun alevi hafif rüzgarda titriyor.

Some flame retardants can cause cancer and hormonal disruptions.

Bazı alevlenmeyi geciktiriciler kanser ve hormonal bozulmalara neden olabilir.

- She was attracted to him like a moth to a flame.
- He was attracted to her like a moth to a flame.

O büyülenmiş gibi onun cazibesine katıldı.

Tom lit the candle and then stared at its flame.

Tom kandili yaktı ve alevine baktı.

They were attracted to each other like moths to a flame.

Onlar büyülenmiş gibi birbirlerinin cazibesine katıldı.

He was attracted to her like a moth to a flame.

O büyülenmiş gibi onun cazibesine katıldı.

And look, the flame is flickering as well. There is definitely a draft coming.

Bakın, ateş de ona göre hareketlendi. Kesinlikle bir hava akımı var.

The bread was scorched from being cooked on the open flame of the camp fire.

Ekmek kamp ateşinin açık alevi üzerinde pişirilmekten yakılmıştı.

- A tiny spark may become a great conflagration.
- A tiny spark may become a great flame.

Cılız bir kıvılcım kocaman bir aleve dönüşebilir.