Examples of using "Extravagant" in a sentence and their turkish translations:
Tom'un savurgan bir yaşam tarzı var.
Leyla abartılı yaşam tarzından keyif alıyordu.
Mary abartılı bir elbise giymişti.
Tom konakta savurgan bir partiye ev sahipliği yaptı.
Bu elmas yüzük benim için çok abartılı.
O her şeye pratikliği bakımından bakma eğilimindedir ve ne pinti ne de savurgandır.