Translation of "Ring" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Ring" in a sentence and their turkish translations:

- Where's my ring?
- Where is my ring?

Benim yüzüğüm nerede?

- He has a ring.
- She has a ring.

Onun bir yüzüğü var.

Ring the bell.

Zili çal.

Where's Mary's ring?

Mary'nin yüzüğü nerede?

Has a ring structure.

çember yapıya sahip.

That's a nice ring.

O güzel bir yüzük.

The ring is cursed.

Yüzük lanetli.

What a beautiful ring!

Ne güzel bir yüzük!

That's a beautiful ring.

O güzel bir yüzük.

My ring is gone.

Yüzüğüm kayboldu.

Whose ring is that?

O kimin yüzüğü?

Whose ring is it?

Bu kimin yüzüğü?

I have a ring.

Bir yüzüğüm var.

Isn't her ring gorgeous?

Yüzüğü harika değil mi?

They took my ring.

Onlar benim yüzüğümü aldı.

Is that a ring?

O bir yüzük mü?

Tom stole your ring.

- Tom yüzüğünü çaldı.
- Tom senin yüzüğünü çaldı.
- Tom yüzüğünüzü çaldı.
- Tom sizin yüzüğünüzü çaldı.

The ring is tight.

Yüzük dar.

Tom stole her ring.

- Tom yüzüğünü çaldı.
- Tom onun yüzüğünü çaldı.

Tom stole his ring.

- Tom yüzüğünü çaldı.
- Tom onun yüzüğünü çaldı.

She has a ring.

Onun bir yüzüğü var.

Mary has a ring.

Mary'nin bir yüzüğü var.

Tom stole the ring.

Tom yüzüğü çaldı.

Hey, where's your ring?

Hey, yüzüğün nerede?

Tom wears a ring.

Tom bir yüzük takıyor.

I stole the ring.

Ben yüzüğü çaldım.

Buy me a ring.

Bana bir yüzük satın al.

I lost my ring.

Yüzüğümü kaybettim.

Sami found Layla's ring.

Sami, Leyla'nın yüzüğünü buldu.

I wore my ring.

Yüzüğümü takıyordum.

Layla kept the ring.

Leyla yüzüğü tuttu.

- Tom gave me this ring.
- Tom gave this ring to me.

Tom bana bu yüzüğü verdi.

- Tom bought Mary a ring.
- Tom bought a ring for Mary.

Tom Mary'ye bir yüzük satın aldı.

- Tom took off his wedding ring.
- Tom took his wedding ring off.

Tom nikah yüzüğünü çıkardı.

- At what time should he ring?
- At what time should she ring?

- Saat kaçta telefon etsin?
- Kaçta telefon etsin?

Boxers dying in the ring.

ringde ölen boksörler.

Didn't ring true for me.

bana doğru gelmedi.

Give me a ring tomorrow.

Yarın bana telefon et.

I heard the bell ring.

Ben zilin çaldığını duydum.

Does this ring a bell?

Bu bir şey çağrıştırıyor mu?

Does Saturn have a ring?

Satürn'ün halkası var mı?

Nobody heard the bell ring.

Kimse kapı zilini duymadı.

Let me see your ring.

Yüzüğünü göreyim.

Does that ring a bell?

Bu size bir şeyler hatırlatıyor mu?

Did you ring the bell?

Zili çaldın mı?

Give me back my ring.

Yüzüğümü bana geri ver.

I heard the phone ring.

Telefonun çaldığını duydum.

I heard my phone ring.

Telefonumun çaldığını duydum.

We sat in a ring.

Biz daire şeklinde oturduk.

What happened to your ring?

Yüzüğüne ne oldu?

How late can I ring?

En geç saat kaçta arayabilirim?

How much is this ring?

Bu yüzük ne kadar?

Tom pawned his wedding ring.

Tom evlilik yüzüğünü rehin verdi.

It doesn't ring a bell.

Bu benim için bir şey ifade etmiyor.

It doesn't ring any bells.

Hiçbir şey çağrıştırmıyor.

I don't want the ring.

Yüzüğü istemiyorum.

That doesn't ring a bell.

O yabancı gelmiyor.

Tom was wearing a ring.

- Tom bir yüzük takıyordu.
- Tom'un parmağında yüzük vardı.

This ring is very expensive.

Bu yüzük çok pahalı.

Should we ring the bell?

Zili çalmalı mıyız?

I'll ring you up tonight.

Bu gece seni arayacağım.

Did you ring him yesterday?

Dün onu aradın mı?

Tom has a nose ring.

Tom'un bir burun halkası var.

Tom lost his wedding ring.

Tom alyansını kaybetti.

The bells started to ring.

Ziller çalmaya başladı.

I lost my wedding ring.

Alyansımı kaybettim.

Tom gave Mary a ring.

Tom Mary'ye bir yüzük verdi.

The wedding ring fits perfectly.

Alyans mükemmel uyum sağlar.

This ring is too expensive.

- Bu yüzük çok pahalı.
- Bu yüzük fazla pahalı.

Tom heard the doorbell ring.

Tom kapı zilinin çaldığını duydu.

Sami's ring finally turned up.

Sami'nin yüzüğü sonunda ortaya çıktı.

Do you wear a ring?

Bir yüzük takıyor musun?

Mary lost her engagement ring.

Mary nişan yüzüğünü kaybetti.

I'll give you a ring.

Sana telefon edeceğim.

Sami showed Layla the ring.

Sami yüzüğü Leyla'ya gösterdi.

Layla doesn't want this ring.

Leyla bu yüzüğü istemiyor.

Sami didn't buy a ring.

Sami bir yüzük satın almadı.

She took off her ring.

Parmağından yüzüğü çıkardı.

Don't you have the ring?

Yüzük sizde değil mi?

Doesn't that ring a bell?

Bu bir şey çağrıştırmıyor mu?

- Tom bought Mary a diamond ring.
- Tom bought a diamond ring for Mary.

Tom Mary'ye bir elmas yüzük aldı.

- Tom took the ring off his finger.
- Tom pulled the ring off his finger.

Tom yüzüğü parmağından çıkardı.

- Tom put the ring on Mary's finger.
- Tom slid the ring on Mary's finger.

Tom yüzüğü Mary'nin parmağına taktı.

I heard the school bell ring.

Okul zilinin çaldığını duydum.

Ring the bell in an emergency.

Acil bir durumda zili çal.

She is wearing a valuable ring.

O, değerli bir yüzük takıyor.

The ring couldn't be found anywhere.

Yüzük hiçbir bir yerde bulunamadı.

How much is this ring worth?

Bu yüzük ne kadar değer?

Could I get my ring back?

Yüzüğümü geri alabilir miyim?

I gave him back his ring.

Ben yüzüğünü ona geri verdim.

I heard my phone ring once.

Telefonumun bir kez çaldığını duydum.

That name doesn't ring any bells.

O isim bir şey hatırlatmıyor.

Tom gave Mary a diamond ring.

Tom Mary'ye elmas bir yüzük verdi.

I'm looking for an engagement ring.

Bir nişan yüzüğü arıyorum.