Examples of using "Dominant" in a sentence and their turkish translations:
- Kadınlar dominant erkeklerden hoşlanır.
- Kadınlar baskın erkekleri sever.
Filler gündüzleri üstündür.
işte o baskın yapılan topluluk Türklerdi
Onun baskın bir kişiliği var.
Avrupa küresel tarımda dominant halde.
Daha baskın olmak istiyorum.
dünyaya egemen olduğu zamanlardaki gibi.
Dinlenmek gibi daha yoğun bir ruh hali içindeyken
Parasal değer Amerikan toplumunda egemen değerdir.
ama çoğu insanda, bunlar baskın değerler.
Sendikanın muhafazakâr bir parti üzerinde baskın bir etkisi var.
Ama yinede evin içerisinde kadın biraz daha hakim konuya
Bazı hayvan türlerinde dişi erkek üzerinde egemendir.
“Kanlı ayaklanmalar patlak verdi ve Uygur Müslümanları baskın Han Çinlilere karşı ayaklandı."
Gece yarısı ziyafeti bu genç erkeğin daha dominant orangutanlardan kaçınma yöntemi olabilir.
Özellikle ekonomik kriz dönemlerinde, herhangi bir ürünü alıp almayacağımıza karar verirken fiyat baskın faktör haline gelir.
Kendi ortamında avlanmayı ve üstün olmayı çok iyi biliyor. Ne isterse yapar kısacası.
Yerli veya azınlık dilini öğrenmek için, genellikle bölgenin veya ülkenin baskın dilini öğrenmek gereklidir.
Ekonomistler 2060 yılı civarında, Avrupa ve Kuzey Amerika'dan oluşan sözde "Batı dünyası"nın küresel ekonomideki egemen konumunu kaybedeceğini tahmin ediyorlar.