Translation of "Economy" in Turkish

0.011 sec.

Examples of using "Economy" in a sentence and their turkish translations:

Collapsed economy,

çökmüş ekonomi,

US economy.

biri oldu.

Productive economy.

üretken ekonomi.

By the economy.

ekonomi tarafından.

To its economy.

ciddi zarar verdi.

The economy is people.

Ekonomi insan demektir.

We forgot the economy

Ekonomiyi unuttuk

The economy is good.

Ekonomi iyidir.

How is the economy?

Ekonomi nasıl?

The economy is bad.

Ekonomi kötü.

It's the economy, stupid!

Bu ekonomi, aptal!

The economy progressed slowly.

Ekonomi yavaş yavaş ilerledi.

The economy is improving.

Ekonomi gelişiyor.

The economy steadily worsened.

Ekonomi giderek kötüleşti.

Our economy is booming.

Ekonomimiz patlıyor.

It helps our economy.

Bu ekonomimize yardımcı oluyor.

Regulations harm the economy.

Yönetmelikler ekonomiye zarar verir.

In an increasingly competitive economy.

kalıcı olarak azalabilir.

Our economy and our politics.

hayatımızı, ekonomimizi ve politikamızı ele geçirmiş görünüyor.

Dollars produced by Dubai’s economy...

her 100 doların 1'ini dolar oluşturuyor.

The Japanese economy developed rapidly.

Japon ekonomisi hızla gelişti.

The economy is picking up.

Ekonomi gelişiyor.

Tom wanted an economy car.

Tom bir ekonomi araba istedi.

Economy cars save you money.

Ekonomik arabalar size tasarruf sağlar.

That country's economy is growing.

O ülkenin ekonomisi büyüyor.

The economy continues to grow.

Ekonomi büyümeye devam ediyor.

The economy is getting better.

Ekonomi iyileşiyor.

The economy is growing fast.

Ekonomi hızla büyüyor.

I wanted an economy car.

Ben bir ekonomi araba istedim.

He wanted an economy car.

O, ekonomi sınıfı bir araba istedi.

Mary wanted an economy car.

Mary ekonomi sınıfı bir araba istedi.

We wanted an economy car.

Biz ekonomik bir araba istedik.

They wanted an economy car.

- Onlar ekonomik bir araba istediler.
- Onlar ekonomi sınıfı bir araba istediler.

Our economy still hasn't improved.

Ekonomimiz hala düzelmedi.

The economy has been resructured.

Ekonomi yeniden yapılandırıldı.

Spending money stimulates the economy.

Harcanan para ekonomiyi canlandırıyor.

The problem is the economy.

Sorun ekonomidir.

Higher taxes strangle the economy.

Yüksek vergiler ekonominin gelişimini engeller.

Lower taxes help the economy.

Düşük vergi ekonomiye yardımcı olur.

Higher taxes hurt the economy.

Yüksek vergiler ekonomiye zarar veriyor.

Regulations are killing the economy.

Düzenlemeler ekonomiyi öldürüyor.

Regulations are killing our economy.

Düzenlemeler ekonomimizi öldürüyor.

Nobody can deny the fact the world economy revolves around the American economy.

Kimse dünya ekonomisinin Amerikan ekonomisinin etrafında döndüğü gerçeğini reddedemez.

The United States' economy recovered much faster than Europe's economy after the crisis.

Krizden sonra Amerika Birleşik Devletleri ekonomisi Avrupa ekonomisine göre çok daha hızlı toparlandı.

Well, in comes our sharing economy,

Bu durumda paylaşma ekonomimiz devreye girer

The country's economy depends on agriculture.

Ülke ekonomisi tarıma dayalıdır.

Japan has to reconstruct its economy.

Japonya, ekonomisini yeniden inşa etmek zorunda.

The economy was in miserable condition.

Ekonomi perişan durumdaydı.

The economy has entered a recession.

Ekonomi durgunluğa girdi.

The strike hindered the national economy.

Grev ulusal ekonomiyi aksatmıştır.

The Japanese economy is in depression.

Japon ekonomisi krizde.

Big companies need an economy analyst.

Büyük şirketlerin bir ekonomi analistine ihtiyacı vardır.

Having the economy significantly slow down.

önemli ölçüde yavaşladığını bir ekonomiye de sahip olmak, ...

We stayed at an economy hotel.

Biz ekonomik bir otelde kaldık.

Are you worried about fuel economy?

Yakıt ekonomisi hakkında endişeli misin?

The Spanish economy is falling apart.

İspanyol ekonomisi parçalanıyor.

It's going to affect our economy.

Bu, ekonomimizi etkileyecek.

The war is draining our economy.

Savaş, ekonomimizi kurutuyor.

The strike affected the nation's economy.

Grev ülkenin ekonomisini etkiledi.

The American economy suffered a recession.

Amerikan ekonomisi bir durgunluk yaşadı.

We have to protect our economy.

Ekonomimizi korumak zorundayız.

The economy is in good shape.

Ekonomi iyi durumda.

The economy is in bad shape.

Ekonomi kötü durumda.

The Chinese economy is growing rapidly.

Çin ekonomisi hızla büyüyor.

Tom is worried about the economy.

Tom ekonomi hakkında endişeli.

Tom flies economy to save money.

Tom paradan tasarruf etmek için ekonomi sınıfında uçar.

- I hope the economy picks up soon.
- I hope that the economy picks up soon.

Ekonominin yakında gelişeceğini umuyorum.

- We are all part of the global economy.
- We're all part of the global economy.

Hepimiz küresel ekonominin parçasıyız.

China has to move from an assembly-copying-manufacturing economy to a knowledge-services-innovation economy.

Çin bir bir montaj kopyalama imalat ekonomisinden bir bilgi-hizmet-inovasyon ekonomisine hareket etmek zorundadır.

When its economy was the dominant one.

dünyaya egemen olduğu zamanlardaki gibi.

Uruguay’s economy hasn’t stopped growing since 2002.

Uruguay ekonomisi 2002'den beri büyümeyi durdurmadı.

The world economy is in recession now.

- Dünya ekonomisi şimdi gerileme döneminde.
- Dünya ekonomisi şimdi durgunluk döneminde.

A strong yen is shaking the economy.

Güçlü Yen, ekonomiyi sarsıyor.

What do you think of Japan's economy?

Japonya'nın ekonomisi hakkında ne düşünüyorsun?

The economy is deeply connected to politics.

Ekonomi, siyasete derinden bağlı.

The economy of Japan is still stable.

Japon ekonomisi hâlâ istikrarlı.

The economy contracted in the last quarter.

Ekonomi son çeyrekte küçüldü.

The world economy is in grave danger.

Dünya ekonomisi büyük tehlike altında.

What will happen to the Japanese economy?

Japon ekonomisine ne olacak?

The economy of Japan has grown enormously.

Japon ekonomisi geniş ölçüde büyüdü.

We hold that economy will soon improve.

Biz ekonominin daha iyi olacağını açıklıyoruz.

The economy is in turmoil once again.

Ekonomi tekrar sarsıntıya girdi.

What are your thoughts about Japan's economy?

Japonya'nın ekonomisi hakkında düşünceleriniz nedir?

The economy is in a slight depression.

Ekonomi hafif bir krizde.

The country's economy is about to collapse.

Ülkenin ekonomisi çökmek üzeredir.

You wanted an economy car, didn't you?

Bir ekonomi arabası istedin, değil mi?

Dubai is trying to diversify its economy.

Dubai ekonomisini çeşitlendirmek için çalışıyor.

The U.S. economy is in good health.

ABD ekonomisi iyi durumda.

The American economy is in solid shape.

Amerikan ekonomisi mükemmel durumdadır.

The American economy was stronger than ever.

Amerikan ekonomisi her zamankinden daha güçlüydü.

Truman's first big problem was the economy.

Truman'ın ilk büyük sorunu ekonomiydi.

The depressed economy showed signs of improving.

Çökmüş ekonomi iyileşme belirtileri gösterdi.

Oil is essential for the Algerian economy.

Cezayir ekonomisi için petrol esastır.

Bouteflika opened Algeria's economy to foreign investment.

Buteflika, Cezayir ekonomisini dış yatırıma açtı.

He wanted to buy an economy car.

Ekonomik bir araba almak istiyordu.

- America's economy is the largest in the world.
- The United States's economy is the largest in the world.

- Amerika'nın ekonomisi dünyanın en büyüğü.
- ABD'nin ekonomisi dünyanın en büyüğüdür.