Examples of using "Community" in a sentence and their turkish translations:
Oranın halkı büyük gelişme kaydediyor.
aitlik ve topluluk olgusu var.
Faşistler bile topluluk arayışında,
O bir toplum lideri.
Bu senin topluluğun.
Bu topluluk güvenli mi?
Küçük bir topluluk ortaya çıktı.
Biz bir tarım topluluğuyuz.
toplulukların yok edilmesini, insanların ekonomik destek aradığını,
Bitkilerde ve ilahi irfanda uzmanlaşmış
Arkadaşlar, komşular, aile ve topluluğumun
özellikle benim beyaz toplumumda.
klinik ve hastane benzeri
işte o baskın yapılan topluluk Türklerdi
o topluluk kendiliğinden yok olur
O, topluluğa fayda sağlayacaktır.
Biz açık bir toplumuz.
Tom bir toplum lideri.
Bu uluslararası bir topluluk.
O bir topluluk aktivisti.
Her topluluk etkilenmedi.
Tom halk eğitim merkezine gitti.
Tom'un ölümü halkı şok etti.
- Topluluk desteği şaşırtıcıydı.
- Topluluk desteği inanılmazdı.
Bir topluluğu en çok ne tanımlar?
Çok sakin bir topluluk.
inşa edebilmek için bizler doğru seçimi yapabiliriz.
ve sizi destekleyen bir halk olur.
paylaşmak istediği bir şey var mı?
Toplumu düşünmek zorundayız.
Şehir bir endüstri merkezidir.
O kamu hizmeti cezasına çarptırıldı.
O etrafı çevrili güvenlikli sitede yaşıyor.
Güvenlikli bir sitede yaşıyor.
Tom toplum hizmeti cezasına çarptırıldı.
O, toplum için kendini kurban ediyor.
Halk için kendini kurban ediyor.
- Biz küresel bir toplumda yaşarız.
- Global toplumun bir parçasıyız.
Kapalı bir toplumda yaşıyor.
Biz çok güçlü bir topluluğuz.
Bir topluluk olmamız gerekiyordu.
Topluluktaki herkes Fadıl'ı seviyordu.
Fadıl küçük bir toplulukta yaşıyor.
- Sami güvenlikli bir sitede yaşıyordu.
- Sami kapalı bir sitede yaşıyordu.
Tom bunun güvenli bir toplum olduğunu söyledi.
bunu kolektif olarak izleyebilecekleri
Bölge üniversitesine giden birine sorun.
Bu bana aynısını diğerlerine yapmak üzere
O toplulukta olmaya ihtiyacımız var.
Yerel üniversitelerle iş birlikleri yaptık
topluluğunuza hak ettiğini,
o kaynağı idare eden belli bir topluluk
çok eski zamanlarda bir topluluk vardı
Bir internet topluluğuna üye misin?
Bütün toplum bu planın arkasında.
Biz harika insanları olan bir topluluğa sahibiz.
Tom oldukça saygın bir toplum lideri.
Tom toplumunda bir eylemcidir.
Halkevindeki sınıflar ücretsiz.
Tom toplum içinde saygındır.
Okullarda, toplum merkezlerinde,
Tom, LGBTQ+ topluluğunun bir parçası.
Tom toplulukta iyi tanınmıştı.
Fadıl kendini kiliseye ve topluma adamıştır.
Toplulukta Tom'a çok saygı duyuluyor.
Leyla muhafazakar bir toplumda büyütüldü.
- Sami toplulukta bir direkti.
- Sami toplulukta önemli bir kişiydi.
- Sami cemaatte önemli bir kişiydi.
Leyla cemaatin bir direğiydi.
Sami kırsal bir toplulukta doğdu.
Sami aynı zamanda kapalı bir sitede yaşıyor.
- Sami Müslüman bir ortamda yetişti.
- Sami Müslüman bir toplumda büyüdü.
Tom toplulukta çok aktif.
Toplumunda aktivist biri.
ailemiz ve onların topluluğuna ait.
ve sıklıkla toplumu korumak adına
ve deprem sonrası bu korkunç dönemi atlatmalarında onlara yardım etmek için
Anti CEO kitabının temelinde topluluk var.
10 gün süresince bir topluluk salonu oluşturulur,
bu mahallede bir halk toplantısı yapıldı.
iş için, topluluk toplantıları vs. oldu,
- Tom denetimli serbestlik ve toplum hizmeti cezasına çarptırıldı.
- Tom, şartlı tahliye ve kamu hizmeti cezasına çarptırıldı.
Tom ve Mary güvenlikli bir sitede yaşar.
Toplum yeni sanayiden yarar sağlayacaktır.
Onların toplumunda iyi sağlık çok önemlidir.
O, yerel topluluklarında bir sorundu.
Sel toplulukları için bir krize neden oldu.
Sel onların toplumunda bir felakete neden oldu.
Dan topluma kötülük yapıyor.
Toplumsal etkinliklere katılır mısın?
Bütün halkın veya etnik gurubun
Tom'un cezası 25 saatlik toplum hizmetiydi.
O, toplumun yararına katkıda bulunmuştur.
Dr. Sadık toplulukta bir süper yıldızdı.
Leyla hızla topluluğunun bir direği oldu.
Sami toplumda saygın bir liderdi.
Cezası 25 saat kamu hizmetinde bulunmaktı.
Bunu siz de kendi topluluğunuzda yapabilirsiniz.