Translation of "Disappearance" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Disappearance" in a sentence and their turkish translations:

Everyone knows about Tom's disappearance.

Herkes Tom'un kaybolduğunu biliyor.

Tom's disappearance completely baffled the police.

Tom'un ortadan kaybolması polisi tamamen şaşırttı.

Sami was involved in Layla's disappearance.

Sami, Leyla'nın ortadan kaybolmasına karışmıştı.

The police are looking into his disappearance.

Polis onun kayboluşunu inceliyor.

Forced disappearance is a crime against humanity.

Zorla ortadan kaybolmak insanlığa karşı bir suçtur.

Sami was somehow involved in Layla's disappearance.

Sami bir şekilde Leyla'nın ortadan kaybolmasına karışmıştı.

Sami took the blame for Layla's disappearance.

Sami, Leyla'nın kaybolması konusunda suçu üstlendi.

Sami's disappearance struck fear among the students.

Sami'nin ortadan kaybolması öğrenciler arasında korku yarattı.

Does globalisation mean the disappearance of local sluts?

Küreselleşme, yerel fahişelerin kaybolması anlamına mı geliyor?

Tom is a person of interest in Mary's disappearance.

Tom, Mary'nin kaybolmasında ilgi çeken bir kişidir.

Fadil didn't have anything to do with Layla's disappearance.

Fadıl'ın Leyla'nın kayboluşuyla ilgili yapacak hiçbir şeyi yoktu.

Tom didn't have anything to do with Mary's disappearance.

Tom'un Mary'nin ortadan kaybolmasıyla ilgisi yoktu.

Sami was connected to the disappearance of Layla Bakir.

Sami, Leyla Bekir'in ortadan kaybolmasıyla bağlantılıydı.

Sami assumed that Layla's disappearance was nothing to worry about.

Sami, Leyla'nın ortadan kaybolmasının endişelenilecek bir şey olmadığını varsaydı.

Other scientists are debating his theory about the disappearance of dinosaurs.

Diğer bilim adamları onun dinozorların kayboluşu hakkındaki teorisini tartışıyorlar.

We are going to look into the disappearance of the money.

Paranın gözden kaybolmasını soruşturacağız.

There was no proof that Fadil was connected to Layla's disappearance.

Fadıl'ın Leyla'nın ortadan kaybolmasıyla ilişkili olduğuyla ilgili hiç kanıt yoktu.

Percent, and human solutions to avoid their disappearance are still focused on reducing

oranında ve bunların ortadan kaybolmasını önlemek için insani çözümler hala sera gazı emisyonlarını

Means the disappearance of chocolate. And the fate of the morning coffee would not be better if you

sabah kahvesinin kaderi daha iyi olmazdı. Dünyadaki kahve yetiştirme bölgelerinin

Unlimited tolerance must lead to the disappearance of tolerance. If we extend unlimited tolerance even to those who are intolerant, if we are not prepared to defend a tolerant society against the onslaught of the intolerant, then the tolerant will be destroyed, and tolerance with them.

Sınırsız hoşgörü hoşgörünün ortadan kalkmasına yol açar. Hoşgörüsüz olanlara bile sınırsız hoşgörüyü uzatırsak, hoşgörülü bir toplumu hoşgörüsüzlerin saldırısına karşı korumaya hazır değilsek, o halde hoş görülü tahrip olacak ve onunla birlikte hoşgörü de.