Examples of using "Somehow" in a sentence and their turkish translations:
Her nasılsa, Tom biliyordu.
Bir şekilde özel değil miyim?
Bir yolunu bulup kendini kurtardı.
Her nasılsa kendini kurtardı.
Her nedense farklı görünüyorsun.
Bunu bir şekilde yapacağız.
Oraya bir şekilde geleceğim.
Her nasılsa sana inanıyorum.
Bir şekilde bundan şüpheliyim.
Bir şekilde geçineceğim.
Tom bir şekilde farklı görünüyor.
Zaten bir şekilde başarılı oldun.
Onu bir şekilde yapacağım.
Sami bir şekilde sakin kaldı.
Ama öyle görünmüyordu.
Ama bir şekilde işe yaradı.
ama bir şekilde bunu biliyorlar
Ben bir şekilde sizin duygularınızı anlıyorum.
Bir şekilde para bulacağım.
Sana yardımcı olabileceğim bir şey var mı?
Onlar bir şekilde kaçmak zorunda kaldı.
Bir şekilde gözlüklerimi yanlış yerleştirdim.
- Her nasılsa bugün farklı görünüyorsun.
- Her nasılsa, farklı görünüyorsun.
Bir şekilde onu kazayla etkinleştirdim.
Tom onu bir şekilde yapacak.
Bir yolunu bulup ormanı geçeceğiz.
Her nedense zor bir gün oldu.
Her nedense bana karşı öfkeliydi.
Bir şekilde Tom'u uyarmak zorundayız.
Onlar bana bir şekilde garip bir biçimde baktılar.
O elbiseyi bir şekilde alacağım.
bir şekilde merkeze, "evinize" dönebiliyorsunuz.
- Yardım edebileceğim bir şey var mı?
- Yardımcı olabileceğim bir şey var mı?
Bu işi bir şekilde bitireceğim.
Nedense bugün bütün gün uyudum.
Tom bir şekilde farklı görünüyordu.
Tom hâlâ bir şekilde bunu tamir etmek zorunda.
Bir şekilde seni eve götürmek zorundayız.
Tom'un bunu bir şekilde yöneteceğinden eminim.
Tom bir şekilde bunu yapacak.
Sami bir şekilde Leyla'nın ortadan kaybolmasına karışmıştı.
O bir şekilde nehri yüzerek geçebildi.
Bir şekilde önündeki şeyin tehlikeli olmadığını fark ediyor,
Bir şekilde karakterini tam anlamıyla ifade ediyor gibiydiler
Saat altıya kadar bir şekilde onu yaptırmalıyım.
Her nasılsa Tom'un Boston'da yaşadığını hayal bile edemiyorum.
Bir şekilde buradan çıkmak zorundayız.
Her nasılsa Tom, Mary'nin tipi gibi gözükmüyor.
Bir şekilde matematikten geçme notu aldım.
Tom bir yolunu bulup nehrin karşısına yüzerek geçmeyi başarmış.
Biz bir şekilde nehri yüzerek geçmeyi başardık.
Bir şekilde Tom ondan kurtulmayı başardı.
Her nedense o kızdan hoşlanmaya başladım.
Her nasılsa Tom'un bir barmen olarak çalışmasını hayal bile edemiyorum.
O bir şekilde nehri yüzerek geçebildi.
Bu çorba bir şekilde tatsız. Belki biraz daha tuz mu ilave etneliyiz...?
Onu bir şekilde dışarı çıkartmaya çalışacağız.
Polis, Tom'un cinayete bir şekilde karıştığına inanıyor.
Bay Jackson her nasılsa Tom'un benim için ev ödevimi yaptığını biliyordu.
Tom babasının ölümünü bir şekilde engelleyebileceği konusunda ikna edildi.
Çok param yok ama bir şekilde geçinebilirim.
Her nedense bugün çok iyi görünmüyorsun. Sorun mu var?
Polis, Leyla'nın cinayete bir şekilde karıştığına inanıyordu.
Benim çok param yok ama bir şekilde geçiniyorum.
Bunu söyleyeceğini düşünmüştüm.
Bir şekilde bunu düşürmüş. Yani buraya kesinlikle girmiş.
Bir şekilde bunu düşürmüş. Yani buraya kesinlikle girmiş.
Sonuçta istasyona koştum ve bir şekilde tam vaktinde oraya ulaştım.
Her nasılsa kadın araba kapısı ve özel araba yolundaki bir şey arasında sıkışmış.
"Bu matematik problemi çok zor, siz nasıl çözmeyi başardınız?" , "Bir şekilde başardım, işte."
Kendini bir şekilde en az tehlikeli olan yere almayı başarmış. Yani köpek balığının sırtına.