Examples of using "Involved" in a sentence and their turkish translations:
Karıştın mı?
Onlar ilgili.
Biz dahiliz.
Sen dahilsin.
Ben dahilim.
Eller işe karışmıyor.
Karıştırıldın mı?
Tom dahildir.
Sen hâlâ ilgilisin.
Tom dahil değildi.
Hâlâ işin içindeyiz.
Biz karışmış değiliz.
Tom karıştı mı?
Karıştırılma.
İlişkili değildim.
Ben karışmıyorum.
Ben karışamam.
Ben müdahil olmayacağım.
Neyin ilişkili olduğunu biliyorum.
Biriyle meşgul oluyorum.
Tom ilgili herkese teşekkür etti.
FBI dahil oldu mu?
Beni karıştırmayın.
Tom karışmayacak.
- Belki Tom ilgiliydi.
- Tom işin içindeydi belki de.
Tom ilgili olabilir.
Tom karışmış olabilir mi?
Bütün dahil olanlara tebrikler.
Tom karışmadı bile.
- Tom bu işe çok bulaşmıştı.
- Tom derinden ilgiliydi.
Ben karışmayacağım.
Biz dahil olduğunu biliyoruz.
Tom, Mary'nin karıştığını düşünüyordu.
Tom karıştırılmamalıydı.
Tom'un dahil olduğundan şüpheleniyorum.
Tom hiç karışmaması gereken insanlara karıştı.
İlgili olmak istiyorum.
Senin dahil edilmeni istemiyorum.
Onunla alakamız yoktu.
İlgili büyük bir risk var.
Siyasetle ilgileniyor musun?
Tom'un karıştırıldığından eminim.
Sadece karışma, tamam mı?
Neden yer almalıyız?
İnsanlar daha fazla müdahil olmalı.
Tom nasıl dahil oldu?
Sen dahil olmak zorundasın.
Ben ilgili kalmaya çalışıyorum.
Sen buna karıştın mı?
- O hep dolandırıcılıkla uğraşıyor.
- Her zaman dolandırıcılıklara karışır.
Kaç kişi katılıyor?
İlgili para önemsiz değildir.
Tom, Mary'ye bulaştı.
İlgili para önemli.
Dahil olmamalıydım.
İşe karıştığınız için üzgünüz.
İşin içinde bir çocuk vardı.
Ne işlere bulaştın?
Tom her şeye karışır.
Leyla karışmaya cesaret edemedi.
Tom karışmayı reddediyor.
Tom karışmayı reddetti.
Tom ve Mary ilgili değil.
Müdahil olmaya cesaret edemedim.
Tom'un karıştığını sanmıyorum.
Fadıl uyuşturucu ticaretine karıştı.
Bence dahil olmalıyız.
Karışmayı ciddi olarak düşünüyor musun?
Saldırganların dahi duyguları karışık.
insanların konuya dahil olması.
Ama bütün insanlar dahil olmalı.
hem de bahis işine de girdiği için
Başka şeylere karışıyorlar mı?
Kötü adamlarla uğraşma.
O, karışmak istemedi.
Ben münakaşaya karıştım.
Ben herhangi bir kiliseye girmedim.
Karıştırılmak istemiyorum.
Tom yumruklu bir kavgaya karıştı.
- O yer almak istemiyor.
- O karıştırılmak istemiyor.
O müdahil olmak istemiyor.
Ben karışmak istemiyorum.
Buna karışmaman gerekirdi.
Ben buna karışmış olamam.
İlgili risklerin farkındayım.
Belaya karıştım.
O belaya karışmıştı.
Tom ciddi bir suça karıştırıldı.
Karışmamamız gerektiğini düşünüyorum.
Müdahil olmayacağım.
Buna kendin katılma.
Tom'un karıştığını söylemedim.
Tom'un karışmadığını söylemedim.
Katılmaktan hoşlanmıyoruz.
Tom, Mary'nin kaçırılmasında yer aldı.
Tom karıştırılmak istemiyor.
O bir skandala karışmıştı.
Daha ilgili olmak istiyorum.