Translation of "Involved" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "Involved" in a sentence and their turkish translations:

- Are you involved?
- Were you involved?

Karıştın mı?

They're involved.

Onlar ilgili.

We're involved.

Biz dahiliz.

You're involved.

Sen dahilsin.

I'm involved.

Ben dahilim.

No hands involved.

Eller işe karışmıyor.

Were you involved?

Karıştırıldın mı?

Tom is involved.

Tom dahildir.

You're still involved.

Sen hâlâ ilgilisin.

Tom wasn't involved.

Tom dahil değildi.

We're still involved.

Hâlâ işin içindeyiz.

We're not involved.

Biz karışmış değiliz.

Was Tom involved?

Tom karıştı mı?

Don't get involved.

Karıştırılma.

I wasn't involved.

İlişkili değildim.

- I am not getting involved.
- I'm not getting involved.

Ben karışmıyorum.

I can't get involved.

Ben karışamam.

I wouldn't get involved.

Ben müdahil olmayacağım.

I know what's involved.

Neyin ilişkili olduğunu biliyorum.

I'm involved with someone.

Biriyle meşgul oluyorum.

Tom thanked everyone involved.

Tom ilgili herkese teşekkür etti.

Was the FBI involved?

FBI dahil oldu mu?

Don't get me involved.

Beni karıştırmayın.

Tom won't get involved.

Tom karışmayacak.

Maybe Tom was involved.

- Belki Tom ilgiliydi.
- Tom işin içindeydi belki de.

Tom could be involved.

Tom ilgili olabilir.

Could Tom be involved?

Tom karışmış olabilir mi?

Congratulations to all involved.

Bütün dahil olanlara tebrikler.

Tom wasn't even involved.

Tom karışmadı bile.

Tom was deeply involved.

- Tom bu işe çok bulaşmıştı.
- Tom derinden ilgiliydi.

I won't get involved.

Ben karışmayacağım.

- We know you were involved.
- We know that you were involved.

Biz dahil olduğunu biliyoruz.

- Tom thought that Mary was involved.
- Tom thought Mary was involved.

Tom, Mary'nin karıştığını düşünüyordu.

- Tom shouldn't have ever gotten involved.
- Tom should've never gotten involved.

Tom karıştırılmamalıydı.

- I suspect Tom is involved.
- I suspect that Tom is involved.

Tom'un dahil olduğundan şüpheleniyorum.

Tom got involved with people he should never have gotten involved with.

Tom hiç karışmaması gereken insanlara karıştı.

I want to be involved.

İlgili olmak istiyorum.

I don't want you involved.

Senin dahil edilmeni istemiyorum.

We weren't involved in that.

Onunla alakamız yoktu.

There's a large risk involved.

İlgili büyük bir risk var.

Are you involved in politics?

Siyasetle ilgileniyor musun?

I'm sure Tom was involved.

Tom'un karıştırıldığından eminim.

Just don't get involved, OK?

Sadece karışma, tamam mı?

Why should we get involved?

Neden yer almalıyız?

People should get more involved.

İnsanlar daha fazla müdahil olmalı.

How did Tom get involved?

Tom nasıl dahil oldu?

You have to get involved.

Sen dahil olmak zorundasın.

I try to stay involved.

Ben ilgili kalmaya çalışıyorum.

Are you involved in this?

Sen buna karıştın mı?

He's always involved in scams.

- O hep dolandırıcılıkla uğraşıyor.
- Her zaman dolandırıcılıklara karışır.

How many people are involved?

Kaç kişi katılıyor?

The money involved isn't insignificant.

İlgili para önemsiz değildir.

Tom became involved with Mary.

Tom, Mary'ye bulaştı.

The money involved is substantial.

İlgili para önemli.

I shouldn't have gotten involved.

Dahil olmamalıydım.

We regret you've become involved.

İşe karıştığınız için üzgünüz.

There was a child involved.

İşin içinde bir çocuk vardı.

What are you involved in?

Ne işlere bulaştın?

Tom is involved in everything.

Tom her şeye karışır.

Layla didn't dare get involved.

Leyla karışmaya cesaret edemedi.

Tom refuses to get involved.

Tom karışmayı reddediyor.

Tom refused to get involved.

Tom karışmayı reddetti.

Tom and Mary aren't involved.

Tom ve Mary ilgili değil.

I didn't dare get involved.

Müdahil olmaya cesaret edemedim.

- I don't think Tom is involved.
- I don't think that Tom is involved.

Tom'un karıştığını sanmıyorum.

- Fadil was involved in the drug trade.
- Fadil got involved in drug trade.

Fadıl uyuşturucu ticaretine karıştı.

- I think we should get involved.
- I think that we should get involved.

Bence dahil olmalıyız.

- Are you seriously thinking about becoming involved?
- Are you seriously thinking about getting involved?

Karışmayı ciddi olarak düşünüyor musun?

Aggressors, even when emotion is involved.

Saldırganların dahi duyguları karışık.

Is that if people get involved.

insanların konuya dahil olması.

But everyday people must get involved.

Ama bütün insanlar dahil olmalı.

Because he's also involved in betting

hem de bahis işine de girdiği için

Are they involved in other things?

Başka şeylere karışıyorlar mı?

Don't get involved with bad men.

Kötü adamlarla uğraşma.

She didn't want to get involved.

O, karışmak istemedi.

I was involved in the quarrel.

Ben münakaşaya karıştım.

I'm not involved with any church.

Ben herhangi bir kiliseye girmedim.

I don't want to get involved.

Karıştırılmak istemiyorum.

Tom was involved in a fistfight.

Tom yumruklu bir kavgaya karıştı.

He doesn't want to get involved.

- O yer almak istemiyor.
- O karıştırılmak istemiyor.

She doesn't want to get involved.

O müdahil olmak istemiyor.

I don't want to be involved.

Ben karışmak istemiyorum.

You shouldn't get involved with this.

Buna karışmaman gerekirdi.

I can't be involved in this.

Ben buna karışmış olamam.

I'm aware of the risks involved.

İlgili risklerin farkındayım.

I was involved in the trouble.

Belaya karıştım.

He was involved in the trouble.

O belaya karışmıştı.

Tom was involved in serious crime.

Tom ciddi bir suça karıştırıldı.

I think we shouldn't get involved.

Karışmamamız gerektiğini düşünüyorum.

I'm not going to get involved.

Müdahil olmayacağım.

Don't get yourself involved in that.

Buna kendin katılma.

I didn't say Tom was involved.

Tom'un karıştığını söylemedim.

I didn't say Tom wasn't involved.

Tom'un karışmadığını söylemedim.

We don't like to get involved.

Katılmaktan hoşlanmıyoruz.

Tom was involved in Mary's abduction.

Tom, Mary'nin kaçırılmasında yer aldı.

Tom doesn't want to get involved.

Tom karıştırılmak istemiyor.

He was involved in a scandal.

O bir skandala karışmıştı.

I want to become more involved.

Daha ilgili olmak istiyorum.