Translation of "Knows" in Turkish

- Tom knows Mary knows.
- Tom knows that Mary knows.

Tom Mary'nin bildiğini bilir.

- Everybody knows.
- Everyone knows.

Herkes biliyor.

- He knows her.
- She knows her.
- He knows him.
- She knows him.
- He knows them.
- She knows them.

- O onu tanıyor.
- Onu tanıyor.

- No one knows.
- Nobody knows.
- No one knows it.
- Nobody knows it.

Kimse bilmiyor.

- Anybody knows it.
- Everybody knows that.
- Everybody knows.
- They all know.
- Everyone knows.
- Everyone knows it.

Hiç kimse bilmiyor.

She knows. She always knows.

O bilir. O her zaman bilir.

- Nobody knows this.
- Nobody knows.

Hiç kimse bunu bilmiyor.

- No one knows.
- Nobody knows.

Kimse bilmiyor.

- Who knows that?
- Who knows?

Onu kim biliyor?

- Anybody knows it.
- Everybody knows that.
- Everyone knows this.

- Hiç kimse bilmiyor.
- Herhangi biri onu bilir.

The world loves, knows and knows

Bütün dünyanın sevdiği, tanıdığı ve bildiği

- He knows whatever.
- He knows everything.

O her şeyi bilir.

- Anybody knows it.
- Everyone knows that.

- Bunu herkes biliyor.
- Bunu herkes bilir.

- Tom knows that.
- Tom knows this.

Tom onu biliyor.

- Mary knows it.
- Mary knows her.

Mary onu biliyor.

- Everybody knows Tom.
- Everyone knows Tom.

Herkes Tom'u tanıyor.

- Everyone knows you.
- Everybody knows you.

Herkes seni tanıyor.

- Tom knows best.
- Tom knows better.

Tom en iyi biliyor.

- Everyone knows me.
- Everybody knows me.

Herkes beni tanıyor.

- Everyone knows us.
- Everybody knows us.

Herkes bizi tanıyor.

- Everybody knows that.
- Everyone knows it.

Onu herkes bilir.

Tom knows.

- Tom biliyor.
- Tom bilir.
- Tom tanıyor.
- Tom tanır.

Who knows?

Kim bilir?

Allah knows.

Allah bilir.

She knows.

O biliyor.

Who knows!

Kim bilir!

Everybody knows.

Herkes biliyor.

God knows.

Tanrı bilir.

He knows.

O, bilir.

Who knows.

Kim bilir.

- Nobody knows why.
- No one knows why.

Hiç kimse sebebini bilmiyor.

She knows I know that she knows.

Bildiğini bildiğimi biliyor.

- Nobody knows that.
- No one knows that.

Onu hiç kimse bilmiyor.

- Nobody knows anything.
- No one knows anything.

Kimse bir şey bilmiyor.

Everybody knows everything but nobody knows anything.

Herkes her şeyi bilmez ama hiç kimse hiçbir şeyi bilir.

He who knows himself knows his Lord.

- Benliğini tanıyan, yaratıcısını tanır.
- Nefsini bilen Rabb'ini bilir.

- Tom knows that Mary knows how to do that.
- Tom knows Mary knows how to do that.

Tom, Mary'nin bunu nasıl yapacağını bildiğini biliyor.

- Everybody knows that it worked.
- Everyone knows that it worked.
- Everybody knows it worked.
- Everyone knows it worked.

Herkes bunun işe yaradığını biliyor.

- Everyone knows Tom lied.
- Everybody knows Tom lied.
- Everybody knows that Tom lied.

Herkes Tom'un yalan söylediğini biliyor.

- Everybody knows his name.
- Everyone knows his name.

- Onun adını herkes bilir.
- Herkes onun adını bilir.

- Tom knows many things.
- Tom knows a lot.

Tom çok şey bilir.

- Everybody knows it now.
- Everyone knows it now.

Şimdi herkes onu biliyor.

- Everyone here knows Tom.
- Everybody here knows Tom.

Buradaki herkes Tom'u tanır.

- Tom knows his business.
- Tom knows his stuff.

- Tom işinde iyidir.
- Tom onun işini biliyor.
- Tom işini biliyor.

- Everyone knows about them.
- Everyone knows about her.

Herkes onlar hakkında biliyor.

- Tom already knows that.
- Tom already knows this.

Tom zaten onu biliyor.

- Everyone knows my name.
- Everybody knows my name.

Herkes benim adımı bilir.

- Everyone here knows you.
- Everybody here knows you.

Buradaki herkes seni tanıyor.

- Tom now knows everything.
- Tom knows everything now.

Tom artık her şeyi biliyor.

- He knows five languages.
- She knows five languages.

Beş dil biliyor.

- No one knows his name.
- No one knows her name.
- Nobody knows his name.

Hiç kimse onun adını bilmiyor.

- Tom knows something's wrong.
- Tom knows something is wrong.
- Tom knows that something's wrong.

Tom bir şeyin yanlış olduğunu biliyor.

- Nobody knows what will happen.
- No one knows what'll happen.
- Nobody knows what'll happen.

Ne olacağını hiç kimse bilmiyor.

- Everybody knows that you're lying.
- Everyone knows that you're lying.
- Everybody knows you're lying.

Herkes yalan söylediğini biliyor.

- Tom knows it.
- Tom knows that.
- Tom knows this.
- Tom is aware of that.

- Tom bunu biliyor.
- Tom onu biliyor.

- Nobody knows that we're cousins.
- Nobody knows we're cousins.
- No one knows we're cousins.
- No one knows that we're cousins.

- Bizim kuzen olduğumuzu kimse bilmiyor.
- Bizim kuzen olduğumuzu hiç kimse bilmiyor.
- Kuzen olduğumuzu kimse bilmiyor.
- Kuzen olduğumuzu hiç kimse bilmiyor.
- Bizim amca oğulları olduğumuzu kimse bilmiyor.
- Bizim amca oğulları olduğumuzu hiç kimse bilmiyor.
- Amca oğulları olduğumuzu kimse bilmiyor.
- Amca oğulları olduğumuzu hiç kimse bilmiyor.
- Bizim amca kızları olduğumuzu kimse bilmiyor.
- Bizim amca kızları olduğumuzu hiç kimse bilmiyor.
- Amca kızları olduğumuzu kimse bilmiyor.
- Amca kızları olduğumuzu hiç kimse bilmiyor.

Nobody knows. Disappear.

Kimse bilmiyor ki. Kayboluyor.

Only God knows.

Sadece Allah bilir.

Who knows that?

Onu kim biliyor?

The nose knows.

Burun bilir.

She knows me.

- O beni bilir.
- Beni tanıyor.

Everybody knows her.

Herkes onu tanır.

Who else knows?

Başka kim biliyor?

He knows lots.

O çok bilir.

Tom knows everybody.

Tom herkesi tanıyor.

Tom knows me.

Tom beni tanıyor.

Everybody knows everybody.

- Herkes herkesi biliyor.
- Herkes herkesi tanıyor.

Everyone knows everyone.

Herkes herkesi bilir.

Everybody knows that.

Onu herkes bilir.

Somebody knows that.

Birisi onu bilir.

Tom knows Mary.

Tom, Mary'yi tanıyor.

No one knows.

Kimse bilmiyor.

Tom knows better.

Tom daha iyi biliyor.

He knows me.

Beni tanıyor.

Mary knows me.

Mary beni tanıyor.

He knows it.

O onu biliyor.

She knows it.

O onu biliyor.

He knows nothing.

Hiçbir şey bilmiyor.

Tom knows nothing.

Tom hiçbir şey bilmiyor.

She knows nothing.

Hiçbir şey bilmiyor.

Mary knows nothing.

Mary hiçbir şey bilmiyor.

Anybody knows it.

- Hiç kimse bilmiyor.
- Herhangi biri onu bilir.

Mary knows this.

Mary bunu biliyor.

Heaven knows why.

Allah neden bilir.

Mary knows her.

Mary onu tanıyor.

She knows her.

- O onu tanıyor.
- Onu tanıyor.