Examples of using "Forced" in a sentence and their turkish translations:
Tom zorla gülümsedi.
Kimse bunu ona zorlamamıştı
Ben gitmek zorunda kaldım.
Ben gitmek zorundaydım.
O, itiraf etmek için zorlandı.
Ben istifa etmek zorunda kaldım.
O, istifa etmek zorunda kaldı.
O istifa etmek zorunda kaldı.
Tom kendisini konuşmaya zorladı.
Sen beni buna zorladın.
Onu itiraf etmeye zorladılar.
Tom doğaçlama yapmak zorunda kaldı.
O, çalışmaya zorlandı.
O zoraki bir gülümseme idi.
Tom gitmemiz için bizi zorladı.
Ben yalan söylemeye mecbur kaldım.
Maria, Tom'u yemek yemeye zorladı.
Gitmesi için onu zorladım.
Kapı zorlanmış.
Onlar beni yalan söylemem için zorladı.
Onlar onu istifaya zorladı.
Tom iflas etmek zorunda kaldı.
Onlar geri çekilmeye zorlandı.
Tom istifa etmek için zorlandı.
Tom gitmek için beni zorladı.
Ayrılmak zorunda kaldım.
Tom'u şarkı söylemeye kim zorladı?
Tom beni ayrılmaya zorladı.
Sami kapıyı açılmaya zorladı.
Tom kendini gülümsemeye zorladı.
İstifaya zorlandılar.
- Tom emekliliğe zorlandı.
- Tom zorla emekli edildi.
Hiç kimse beni onu yapmaya zorlamadı.
Biz çok çalışmak için zorlandık.
O, sonunda istifa etmek zorunda bırakıldı.
Hisse senedi satın almaya zorlandı.
O, onu oturması için zorladı.
O, fazla mesai yapmak zorunda kaldı.
Benim patron istifa etmesi için zorlandı.
- O işi yaptırmak için beni zorladı.
- O görevi bana yaptırmak için beni zorladı.
Garnizon teslim olmaya zorlandı.
İlaç almak zorunda kaldım.
O beni oraya gitmeye zorladı.
Uçak zorunlu iniş yaptı.
Hiç kimse onu yapması için Tom'u zorlamadı.
O vazgeçmek için zorlandı.
Kimse bana yardım etmen için zorlamadı.
Tom alarmda kalmak için kendini zorladı.
Tom odaklanmış kalmak için kendini zorladı.
Ordu onu istifa etmeye zorladı.
Yerleşimciler ülkelerinden kovuldular.
Kraliçe Liliuokalani geri çekilmek zorunda kaldı.
O, onu yapması için onu zorladı.
O, onu ıspanak yemesi için zorladı.
Oturması için onu zorladı.
Tom Mary'yi oturması için zorladı.
Tom onu yapmam için beni zorladı.
Tom eve dönmek zorunda kaldı.
Tom bunu yapmak zorunda kaldı.
Tom bunu yapmak zorunda değildi.
Bir şey yemek için kendimi zorladım.
Kendimi uyanık kalmak için zorladım.
Kendimi dikkatli olmaya zorladım.
Tom'u onu yapmaya zorladım.
Leyla, Sami'yi öldürmek zorunda kaldı.
- Onu yapmak zorunda mıydın?
- Bunu yapmak zorunda kaldın mı?
Seni onu yapmaya kim zorladı?
Bunu yapmak zorunda kaldım.
- Tom'u onu yapmak için kim zorladı?
- Tom'u onu yapması için kim zorladı?
Tom bunu yapmak için kendini zorladı.
Bunu yapmak zorunda kaldık.
Tom bunu yapmamız için bizi zorladı.
Onu yapmaya zorlanıyorum.
Onu yapmaya zorlanmadım.
- Sami, Leyla'yı öldürmek zorunda kaldı.
- Sami, Leyla'yı öldürmeye zorlandı.
- Kral tahttan vazgeçmeye zorlandı.
- Kral tahttan çekilmeye zorlandı.
Tom bunu yapmak zorunda mıydı?
İspanyolca öğrenmeye zorlanmıştım.
İstemeyerek uyuşturucuyu almak zorunda kaldım.
Komşularımız evlerini satmak zorunda kaldılar.
Ama kâfi gelmiyor. Çekilmek zorunda kalıyor.
Bir seçim yapmak zorunda bırakıldım.
Mektubu imzalaması için onu zorladılar.
- Onlar gerçeği söylemesi için onu zorladı.
- Onu gerçeği söylemeye zorladılar.
Onlar beni ismimi imzalamam için zorladılar.
- Bu ilacı almam için beni zorladılar.
- İlacı almam için beni zorladılar.
Adımı imzalamam için bana baskı yapıldı.
Hastalık onu okuldan vazgeçmesi için zorladı.
Bir şarkı söylemem için beni zorladılar.
Onun önerisini kabul etmek zorunda kaldım.
Tom silah zoruyla yemek zorunda kaldı.
Tom beni kutuyu açmaya zorladı.
Onu ödevimi yapmaya zorladım.