Translation of "Baffled" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Baffled" in a sentence and their turkish translations:

- I'm baffled.
- I am baffled.

Ben şaşkına dönmüşüm.

We're baffled.

Biz şaşırdık.

I am baffled.

Benim kafam karıştı.

Tom looks baffled.

Tom şaşırmış görünüyor.

You seem baffled.

Şaşırmış görünüyorsun.

I was baffled.

Şaşırıp kalmıştım.

Tom was baffled.

Tom şaşırmıştı.

Even Dan was baffled.

Dan bile şaşırmıştı.

Tom's parents were baffled.

Tom'un ebeveynleri şaşırmıştı.

- I'm baffled.
- I'm disorientated.

Benim kafam karıştı.

Even Tom was baffled.

Tom bile şaşırmıştı.

The detectives were baffled.

- Dedektifler şaşkına dönmüştü.
- Dedektifler şaşkına çevrildi.

Tom is still baffled.

Tom hâlâ şaşırıp kalmıştı.

I was completely baffled.

Tamamen şaşkına döndüm.

Tom was obviously baffled.

Tom açıkça şaşırıp kalmıştı.

- Tom said he was completely baffled.
- Tom said that he was completely baffled.

Tom tamamen şaşkın olduğunu söyledi.

Tom's disappearance completely baffled the police.

Tom'un ortadan kaybolması polisi tamamen şaşırttı.

Even Tom and Mary were baffled.

Tom ve Mary bile şaşırmıştı.

Tom was baffled, but Mary wasn't.

Tom şaşkına dönmüştü ama Mary öyle değildi.

- I know Tom was baffled by that.
- I know that Tom was baffled by that.

Tom'un onun tarafından şaşırıp kaldığını biliyorum.

- I'm confused.
- I'm baffled.
- I'm not confused.

Kafam karışmış değil.

Tom was a bit baffled by Mary's request.

Tom Mary'nin isteği tarafından şaşkına dönmüştü.

- I was completely stunned.
- I was completely baffled.

Tamamen şaşkına döndüm.

- Tom is baffled.
- Tom is indecisive.
- Tom is perplexed.

Tom şaşırdı.

- You sound surprised.
- You look surprised.
- You seem disoriented.
- You seem surprised.
- You seem baffled.
- You look puzzled.
- You look baffled.
- You look bummed.

Şaşırmış görünüyorsun.

- Tom looks baffled.
- Tom looks perplexed.
- Tom seems perplexed.
- Tom seems puzzled.

Tom şaşkın görünüyor.

We have been squeezed but not smashed. We have been baffled but not desperate.

Her yönden sıkıştırılmışız, ama ezilmiş değiliz. Şaşırmışız, ama çaresiz değiliz.

- Tom was confused.
- Tom was perplexed.
- Tom was baffled.
- Tom was puzzled.
- Tom was bewildered.
- Tom was mystified.

- Tom şaşırmıştı.
- Tom kafası karışmıştı.

"Third wish?" The man was baffled. "How can it be a third wish if I haven't had a first and second wish?"

"Üçüncü dilek mi?" Adam şaşırdı. "Birinci ve ikinci dileği dilememişsem, o nasıl üçüncü dilek olabilir ki?"

- Tom looks confused.
- Tom appears confused.
- Tom looks baffled.
- Tom looks bewildered.
- Tom looks nonplussed.
- Tom looks perplexed.
- Tom seems bewildered.
- Tom seems disoriented.
- Tom seems flustered.

Tom şaşırmış görünüyor.

- Tom appears astonished.
- Tom appears disoriented.
- Tom looks baffled.
- Tom looks disoriented.
- Tom looks rattled.
- Tom looks surprised.
- Tom seems disoriented.
- Tom seems startled.
- Tom seems surprised.
- Tom appears to be disoriented.

Tom şaşırmış görünüyor.