Translation of "Disadvantage" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Disadvantage" in a sentence and their turkish translations:

Every advantage has its disadvantage.

Her avantajın dezavantajı vardır.

We have a disadvantage here.

Burada bir dezavantajımız var.

Every disadvantage has its advantage.

Her dezavantajın avantajı vardır.

What do I know about disadvantage?

Dezavantajlı olma konusunda ne bilirim?

Or here, socioeconomic and educational disadvantage.

Veya burada sosyo ekonomik ve eğitim dezavantajı olanlara.

Not being tall isn't a disadvantage.

Uzun boylu olmamak bir dezavantaj değil.

It's a disadvantage to be ugly.

- Çirkin olmak bir handikap.
- Çirkinlik bir dezavantajdır.

That advantage some people and disadvantage others.

ekonomik, politik ve sosyal sistemleri desteklemek için bir araç.

By a narrative of disadvantage and societal patriarchy

Me too hareketi, ücret eşitsizliği görünmez duvarlar

I don't believe that this has been a disadvantage,

Bunun bir dezavantaj olduğuna inanmıyorum,

But the worst disadvantage was the method he used

Fakat en kötü dez avantajı ise kullandığı yöntemdi

His bad health is a great disadvantage to him.

Kötü olan sağlığı onun en büyük dezavatajıdır.

For him, divorce is a good invention, with one sole disadvantage: you have to get married first.

Onun için boşanma tek dezavantajla iyi bir buluş: ilk önce evlenmek zorundasın.

The advantage of freelancing is that you can divide your time freely. The disadvantage is that you actually have to work around the clock.

Serbest çalışmanın avantajı zamanını özgürce bölebilmendir. Dezavantajı ise gerçekten gün boyunca çalışmak zorunda olmandır.

The European Union has 24 official languages. But important texts are often available only in three languages: English, French and German. This constitutes a disadvantage for anyone who isn't versed with any of these languages. It's already high time to think about a neutral, common bridge language.

Avrupa Birliği'nin 24 resmi dili vardır. Ancak önemli metinler çoğu kez yalnızca şu üç dilde mevcuttur: İngilizce, Fransızca ve Almanca. Bu durum, bu dillere aşina olmayanlar için bir dezavantaj teşkil etmektedir. Ortak ve tarafsız bir köprü dil üzerinde çalışmanın zamanı çoktan gelmiştir.