Examples of using "Advantage" in a sentence and their turkish translations:
Büyük bir avantaj.
Bu önemli bir avantaj.
Onun küçük bir avantajı var.
Senin avantajın var.
Bizim bir avantajımız var.
O avantajdı.
Bir avantajım vardı.
Bir üstünlüğümüz var.
Çocuk olmanın üçüncü avantajı ise zaman avantajıdır.
O, kibarlığından faydalandı.
İkinci avantaj, çocuklar korkusuzdur.
Bu onun avantajı için.
O küçük bir avantaja sahiptir.
Tom benden yararlandı.
Senin her zaman bir avantajın vardı.
Bir avantajımız var.
Bizim bir avantajımız olabilir.
Her avantajın dezavantajı vardır.
Kullanıldım.
Her fırsattan yararlanın.
Benden yararlandın.
O benden yararlandı.
Onların hangi avantajı var?
Ben indirimlerden yararlanırım.
Ben ondan yararlandım.
Fadıl, Dania'dan yararlandı.
Her dezavantajın avantajı vardır.
- Andan istifade et!
- Anın avantajından yararlan!
Sami avantaj elde etti.
- Sami, Leyla'dan yararlandı.
- Sami, Leyla'dan avantaj elde etti.
Tom kullanılmıştı.
Bu teknolojinin avantajı nedir ?
Bu teknolojinin avantajı nedir?
Demek istediğim bu size has bir avantaj.
ekonomik avantajlarıyla birlikte ortaya çıkarır.
O her fırsatı kullandı.
Sen benim avantajıma sahipsin.
Onlar üzerinde her türlü avantaja sahibiz.
O benim cehaletimden yaralandı.
Onun güçsüzlüğünden yararlanıyorsunuz.
Onun zayıflığından yararlanmaktan vazgeç.
O, fırsattan yararlandı.
Bu bize avantaj vermelidir.
Bir fırsattan yararlandım.
John Bill'in zayıflığından istifade etti.
O, kibarlığından faydalandı.
O, kibarlığından faydalandı.
Ben avantajım olduğunu düşünüyorum.
Bu mağaza coğrafi bir avantaja sahiptir.
O, benim üzerimde bir avantaja sahiptir.
Evi avantajlı şekilde sattım.
Gerçekten herhangi bir avantaj görmüyorum.
Şundan faydalanabilirim.
Sami tamamen Leyla'dan yararlandı.
Bence Tom'un büyük bir avantajı var.
Onu yapmanın avantajını anlayamıyorum.
ekonomik, politik ve sosyal sistemleri desteklemek için bir araç.
fayda sağlamak için icat edildiğini anladığımız zaman
Dişi puma avantajı ele geçirmiş durumda.
Bu fırsatı değerlendirmelisin.
Yakışıklı olmak bir avantajdır.
Haksız avantaj, Bill'in zayıflığındandır.
Basketbolda uzun oyuncuların avantajı vardır.
Bunu yapmanın avantajı yoktur.
Fırsattan tam olarak faydalandı.
O, sık sık onun cahilliğinden yararlanır.
Uzun bir hafta sonundan yararlanalım.
Tom bir vergi kaçırma avantajından yararlandı.
Kimsenin senden yararlanmasına izin verme.
- Ondan yararlanmak istiyorum.
- Ondan avantaj elde etmek istiyorum.
O, iki dilli olma avantajına sahiptir.
Karanlık benim yararıma çalışacak.
Bu fırsattan yararlanmalısın.
O, iki dilli olma avantajına sahip.
Tom'un senden yararlanmasına izin verme.
Uzun boy, basketbolda bariz bir avantajdır.
Onun senden yararlanmasına izin verme.
İnsanların sizden yararlanmasına izin vermeyin.
Ama ondan başka bir çıkarım vardı.
Bu fırsatı değerlendireceğiz.
Bu fırsattan yararlanılmalı.
Burada kalmanın hiçbir avantajı yok.
O, sık sık onun cehaletinden faydalanır.
- O teknolojinin avantajı nedir?
- O teknolojinin yararı nedir?
Tom bu fırsattan yararlanmalı.
O, karışıklıktan yararlanarak ortadan kayboldu.
Fadıl, Leyla'dan yararlanmaya bakıyordu.
Sami annesinden faydalanıyordu.
Bu vergisiz bölgelerin benzersiz bir avantajı var.
- Onun masumiyetinden yararlanmamalısın.
- Onun saflığından yararlanmamalısın.
Senin iyi bir eğitim avantajın var.
Onun iyi eğitim avantajı var.
- Daha fazla beklemekte bir fayda görmüyordu.
- Daha fazla beklemenin hiçbir faydası olmadığını anladı.
Sahip olduğu her fırsattan yararlandı.
O, kaçmak için kargaşadan yararlandı.