Translation of "Ugly" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Ugly" in a sentence and their turkish translations:

- That's ugly.
- He's ugly.

O çirkin.

- Tom's ugly.
- Tom is ugly.

Tom çirkin.

- That's ugly.
- That is ugly.

- Bu çirkin.
- O çirkin.

- I'm ugly.
- I am ugly.

- Çirkinim.
- Ben çirkinim.

- You're ugly.
- You are ugly.

- Sen çirkinsin.
- Siz çirkinsiniz.
- Çirkinsin.
- Çirkinsiniz.

- She is not ugly.
- She's not ugly.
- She isn't ugly.

O çirkin değildir.

- He is not ugly.
- He isn't ugly.
- He's not ugly.

O çirkin değildir.

- It's not ugly.
- It isn't ugly.

O çirkin değil.

"You're ugly." "Your mom is ugly." "Your mom's face is ugly."

"Sen çirkinsin." "Annen çirkin." "Annenin yüzü çirkin. "

They're ugly.

Onlar çirkin.

I'm ugly.

Çirkinim.

He's ugly.

O çirkin.

- You're very ugly.
- You are very ugly.

Çok çirkinsin.

- Tom is quite ugly.
- Tom is pretty ugly.

Tom oldukça çirkin.

- That was really ugly.
- It was really ugly.

O gerçekten çirkindi.

You're not ugly.

Sen çirkin değilsin.

What ugly hair.

Ne çirkin saç.

I'm not ugly.

Ben çirkin değilim.

This is ugly.

Bu çirkin.

You look ugly.

Sen çirkin görünüyorsun.

Tom isn't ugly.

Tom çirkin değildir.

It's unusually ugly.

O çok çirkin.

It's extremely ugly.

- Bu son derece çirkin.
- Bu aşırı derecede çirkin.

I feel ugly.

Kendimi çirkin hissediyorum.

Mary is ugly.

Mary çirkindir.

They're really ugly.

Onlar gerçekten çirkin.

It's pretty ugly.

Oldukça çirkin.

It's too ugly.

Bu çok çirkin.

You aren't ugly.

- Çirkin değilsin.
- Çirkin değilsiniz.

He is ugly.

O çirkindir.

Sami is ugly.

Sami çirkindir.

This chair is ugly.

Bu sandalye tehlikeli.

What an ugly cat.

Ne çirkin bir kedi.

The girl is ugly.

Kız çirkin.

Tom is very ugly.

Tom çok çirkin.

What an ugly dress!

Ne çirkin bir elbise.

It's an ugly situation.

Bu tatsız bir durum.

That's an ugly thought.

O kötü bir düşünce.

This might get ugly.

Bu çirkinleşebilir.

This just got ugly.

Bu sadece çirkinleşti.

You are very ugly.

Çok çirkinsin.

Things are getting ugly.

İlişkiler çirkinleşiyor.

The situation is ugly.

- Durum çirkin.
- Durum tatsız.

That was really ugly.

O gerçekten çirkindi.

It could get ugly.

İşler ters gidebilir.

I am very ugly.

Çok çirkinim.

She's stupid and ugly.

O salak ve çirkin.

What an ugly outfit!

Ne çirkin bir kıyafet!

You like ugly people.

Sen çirkin insanları seviyorsun.

That scarf is ugly.

O eşarp kötü.

That's an ugly tie.

Bu çirkin bir kravattır.

It was very ugly.

O çok çirkindi.

It's an ugly language.

O iğrenç bir dil.

This language sounds ugly.

Bu dil kulağa çirkin geliyor.

This statue is ugly.

Bu heykel çirkin.

This place is ugly.

Bu yer çirkin.

These letters look ugly.

Bu mektuplar çirkin görünüyor.

It's an ugly flag.

O çirkin bir bayrak.

This city is ugly.

Bu şehir çirkin.

- Tom thinks Mary is ugly.
- Tom thinks that Mary is ugly.

Tom Mary'nin çirkin olduğunu düşünüyor.

- Tom said I was ugly.
- Tom said that I was ugly.

Tom çirkin olduğumu söyledi.

- I don't think you're ugly.
- I don't think that you're ugly.

Ben senin çirkin olduğunu sanmıyorum.

- I know Tom is ugly.
- I know that Tom is ugly.

Tom'un çirkin olduğunu biliyorum.

- Tom is pretty ugly, isn't he?
- Tom is quite ugly, isn't he?

Tom bayağı çirkin, değil mi?

Maybe thought it was ugly.

bir kediyi getirdiklerinde --

ROCCO SIFFREDI IS “THE UGLY”

''ÇİRKİN'' ROLÜNDE ROCCO SIFFREDI.

SILVIO BERLUSCONI IS “THE UGLY”

''ÇİRKİN'' ROLÜNDE SILVIO BERLUSCONİ

Why are you so ugly?

Neden bu kadar çirkinsin?

Tom has an ugly face.

Tom'un çirkin bir yüzü var.

That dog is really ugly.

O köpek gerçekten çirkin.

My hair is very ugly.

Saçım çok çirkin.

Tom is ugly, isn't he?

Tom çirkin, değil mi?

Tom used to be ugly.

Tom çirkindi.

He hid his ugly face.

- O, çirkin yüzünü sakladı.
- O, çirkin yüzünü gizledi.

This tree bears ugly fruits.

Bu ağaç tatsız meyveler taşıyor.

This is an ugly one.

Bu berbat bir tane.

Do you think you're ugly?

Çirkin olduğunu düşünüyor musun?

The situation could get ugly.

Durum çirkinleşebilir.

They hired the ugly candidate.

Onlar çirkin adayı işe aldılar.

This is an ugly design.

Bu kötü bir tasarım.

I think it's really ugly.

Onun gerçekten çirkin olduğunu düşünüyorum.

Your English doesn't sound ugly.

İngilizcen kötü görünmüyor.

She's old, ugly and fat.

O yaşlı, çirkin ve şişman.

Am I pretty or ugly?

Güzel miyim yoksa çirkin mi?

Warts are ugly but harmless.

Siğiller çirkin ama zararsızdır.

I think Tom is ugly.

Tom'un çirkin olduğunu düşünüyorum.

Do you think I'm ugly?

- Benim çirkin olduğumu düşünüyor musunuz?
- Sizce ben çirkin miyim?

She hid her ugly face.

O çirkin yüzünü sakladı.

This is an ugly language.

Bu kötü bir dil.

There will be ugly consequences.

Çirkin sonuçlar olacak.

It's going to be ugly.

Hava fırtınalı olacak.

Most men find me ugly.

Çoğu erkek beni çirkin buluyor.