Examples of using "Circulation" in a sentence and their turkish translations:
Atlantik okyanusu sirkülasyonu yavaşlıyor.
Gazetenin büyük bir tirajı vardır.
Bu gazete geniş bir sirkülasyona sahip.
Bu gazetenin büyük bir tirajı var.
O, bu günlerde görünmüyor.
Makul bir egzersiz kan dolaşımını artırır.
O her şeyi ile normale dönmek için endişeli.
O, bacaklarındaki zayıf kan dolaşımından sıkıntı çekiyor.
O büyük tirajlı bir gazete için çalışıyor.
Dolaşımda garip bir virüs olduğunu duydum.
Sıkı bir kemer kan dolaşımını engeller.
O, çok büyük tirajlı büyük bir gazete için çalışıyor.
O son zamanlarda bu civarda değildi.
Eski zamanlarda kullanılan tedavülden kalkmış bir 70 dolar da çıkıyor üstelik
Onun her zaman elleri ve ayaklarında kan dolaşım ile ilgili problemleri vardı.
Dolaşım, bilindiği gibi, derginin otoriterliğinin ana göstergesidir.
Bu kitap hâlâ dolaşımda ve kitapçılarda bulunabilir.