Translation of "Large" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "Large" in a sentence and their turkish translations:

With large objects, large boxes, animals.

geçebileceğimi söylüyor.

Really large.

Gerçekten büyük.

Is very large.

çok büyüktür.

Large fries, please.

Büyük patates kızartması, lütfen.

Large or small?

Büyük mü yoksa küçük mü?

It's too large.

- O çok büyük.
- Bu çok büyük.

It's quite large.

O oldukça büyük.

Large, isn't it?

Büyük, değil mi?

- There is a large supermarket.
- There's a large supermarket.

Büyük bir süpermarket vardır.

- She owns a large property.
- She has a large mansion.
- She owns a large mansion.

O, büyük bir konağa sahiptir.

- She has large blue eyes.
- He has large blue eyes.

Onun büyük mavi gözleri var.

The crew is large.

Mürettabat büyüktür.

Is it large enough?

Yeterince büyük mü?

They liked large cars.

Onlar büyük arabaları seviyorlardı.

Jupiter is very large.

Jüpiter çok büyüktür.

How large is it?

- O ne kadar büyük?
- Ne kadar büyük?

His family is large.

Onun ailesi büyüktür.

Our store is large.

Bizim mağazamız büyüktür.

Our yard is large.

Bizim bahçemiz büyüktür.

She has large breasts.

Onun geniş göğüsleri vardır.

Tom ordered large fries.

- Tom büyük kızartmalar sipariş etti.
- Tom büyük boy patates kızartması sipariş etti.

My appetite was large.

İştahım büyüktü.

A large crowd attended.

Büyük bir kalabalık katıldı.

What a large town!

Ne de büyük bir şehir!

It's a large amount.

O büyük bir miktar.

Tom is fairly large.

Tom oldukça iri.

How large were they?

Onlar ne kadar büyüktü?

How large are they?

Onlar ne kadar büyük?

How large was it?

O ne kadar büyüktü?

Pelicans have large beaks.

Pelikanların büyük gagaları vardır.

Rhinoceroses are large animals.

Gergedanlar büyük hayvanlardır.

America is very large.

- Amerika çok büyük.
- Amerika çok geniştir.

Two large whiskies, please.

İki büyük viski lütfen.

Two large coffees, please.

İki büyük kahve, lütfen.

How large is Alaska ?

Alaska ne kadar büyük?

Large areas were deforested.

Geniş alanlar ormansızlaştı.

Which animal is large?

Hangi hayvan büyük?

That's a large package.

Bu büyük bir paket.

This town isn't large.

Bu kasaba büyük değil.

My house isn't large.

Evim büyük değil.

Tom's house is large.

Tom'un evi büyüktür.

Tom's hands are large.

Tom'un elleri büyüktür.

The portal is large.

Portal büyük.

Is your home large?

Eviniz geniş mi?

- My family is not very large.
- My family isn't very large.

Ailem çok büyük değildir.

- Tom has a large family.
- Tom has got a large family.

Tom'un büyük bir ailesi var.

- This room is not very large.
- This room isn't very large.

Bu oda çok büyük değil.

- This house is not very large.
- This house isn't very large.

Bu ev çok büyük değil.

- That room is not very large.
- That room isn't very large.

Bu oda çok büyük değil.

- My family is not all that large.
- My family is not that large.
- My family isn't that large.

Benim ailem o kadar büyük değildir.

- This room is not very large.
- That room is not very large.

Bu oda çok geniş değil.

Some species have large wings

bazı türlerin kanatları da büyüktür

He addressed a large audience.

O büyük bir dinleyiciye hitap etti.

Mr White's yard is large.

- Bay White'ın avlusu büyüktür.
- Bay White'ın bahçesi geniştir.

How large is the audience?

Seyirci ne kadar büyük?

Her family is very large.

- Onun ailesi çok geniş.
- Onun ailesi çok büyük.
- Geniş bir ailesi var.

They have a large house.

Onların büyük bir evi var.

Snow fell in large flakes.

Lapa lapa kar yağdı.

His family is very large.

- Onun ailesi çok geniştir.
- Onun ailesi çok büyük.

The audience was very large.

Seyirci çok kalabalıktı.

Mr. White's yard is large.

Bay White'ın avlusu büyüktür.

He accumulated a large fortune.

O büyük bir servet biriktirdi.

Those rapids are impressively large.

O çağlayanlar etkileyici bir şekilde büyüktür.

Tom saw a large bird.

Tom büyük bir kuş gördü.

He has large blue eyes.

Onun büyük mavi gözleri var.

I'll build a large building.

Ben büyük bir bina inşa edeceğim.

He caught a large trout.

Büyük bir alabalık yakaladı.

This room is very large.

Bu oda çok büyük.

The group was too large.

Grup çok büyüktü.

There's a large risk involved.

İlgili büyük bir risk var.

These dresses are too large.

Bu elbiseler çok büyük.

She owns a large property.

O büyük bir mülke sahip.

My appetite is particularly large.

Benim iştahım özellikle büyük.

She has large blue eyes.

Onun büyük mavi gözleri var.

Tom's room isn't very large.

Tom'un odası çok büyük değil.

Tom accumulated a large fortune.

Tom büyük bir servet biriktirdi.

My spoon is very large.

Benim kaşığım çok büyük.

Tom drew a large square.

Tom büyük bir kare çizdi.

A large building stands there.

Orada büyük bir bina duruyor.

We had a large audience.

Bizim büyük bir seyircimiz vardı.

We received a large package.

Biz büyük bir paket aldık.

Her nose is abnormally large.

Onun burnu aşırı derecede büyük.

Brazil is a large country.

Brezilya büyük bir ülkedir.

Tom has a large mustache.

Tom'un büyük bir bıyığı var.

Tom caught several large trout.

Tom birkaç büyük alabalık yakaladı.

Mary wore a large hat.

Mary büyük bir şapka giydi.

They ordered a large pizza.

Onlar büyük bir pizza sipariş ettiler.

The large intestine absorbs water.

Kalın bağırsak suyu emer.

They have a large garden.

Onların geniş bir bahçesi var.

Tom's family isn't very large.

Tom'un ailesi çok büyük değil.

My dog has large paws.

Köpeğimin büyük patileri var.

Some numbers are very large.

Bazı sayılar çok büyüktür.

It's a very large property.

Bu çok büyük bir özellik.