Translation of "Paper" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "Paper" in a sentence and their turkish translations:

- Paper is white.
- The paper is white.

- Kağıt beyazdır.
- Kağıt beyaz.

- I need some paper.
- I want some paper.

Biraz kağıda ihtiyacım var.

We buy toilet paper made from recycled paper.

Geri dönüştürülmüş kağıttan yapılmış tuvalet kağıdı satın aldık.

- The paper is white.
- This paper is white.

- Kağıt beyazdır.
- Kağıt beyaz.

Rock, paper, scissors.

Taş, Kağıt, Makas

Paper burns quickly.

Kağıt hızlı yanar.

Paper burns easily.

Kağıt kolayca yakar.

I want paper.

Ben kağıt istiyorum.

We need paper.

Kağıda ihtiyacımız var.

Paper is white.

Kağıt beyaz.

Keep the paper.

Kağıdı saklayın.

This isn't paper.

Bu gazete değil.

That isn't paper.

O gazete değil.

Is that paper?

Bu gazete mi?

- There's no toilet paper.
- There is no toilet paper.

Tuvalet kağıdı yok.

I only buy toilet paper made from recycled paper.

Ben sadece geri dönüştürülmüş kağıttan yapılmış tuvalet kağıdı alırım.

Rock breaks scissors. Scissors cut paper. Paper smothers rock.

Taş, makası ezer. Makas, kağıdı keser. Kağıt, taşı kaplar.

- Tom likes making paper aeroplanes.
- Tom likes to make paper airplanes.
- Tom likes making paper airplanes.

Tom kağıt uçak yapmaktan hoşlanır.

- I need paper for the printer.
- I need paper for a printer.
- I need printer paper.

Yazıcı kağıdına ihtiyacım var.

I'm buying letter paper, some stamps, and some tissue paper.

- Ben mektup kağıdı, birkaç pul ve birkaç kağıt mendil alıyorum.
- Ben mektup kâğıdı, pul ve kâğıt mendil satın alıyorum.

- Tom tore the paper up.
- Tom tore up the paper.

Tom kâğıdı yırttı.

- Tom made a paper airplane.
- Tom made a paper plane.

Tom kâğıttan uçak yaptı.

Here a paper, 1928.

İşte 1928 tarihli bir makale.

Two-ply toilet paper.

İki katlı tuvalet kağıdını.

The printer needs paper.

Yazıcıya kağıt lazım.

Blotting paper absorbs ink.

Kurutma kağıdı mürekkebi emer.

Any paper will do.

Herhangi bir kağıt işe yarar.

The paper wasn't important.

Belge önemli değildi.

Bring me today's paper.

Bana bugünün gazetesini getir.

I want some paper.

- Biraz kağıda ihtiyacım var.
- Bir miktar kağıt istiyorum.

I need some paper.

Biraz kağıda ihtiyacım var.

Where is today's paper?

- Bugünkü gazete nerede?
- Bugünün gazetesi nerede?

Is this paper white?

Bu kâğıt beyaz mı?

Whose paper is this?

Bu kimin gazetesi?

This paper is white.

Bu kağıt beyaz.

He sells us paper.

Bize kâğıt satıyor.

Get me some paper.

Bana biraz kağıt getir.

Your paper was excellent.

Senin raporun mükemmeldi.

Paper catches fire easily.

Kağıt kolaylıkla tutuşur.

Do you have paper?

Kâğıdın var mı?

The checks are paper.

Çekler kağıttırlar.

This ticket is paper.

Bu bilet kağıttan.

Give me the paper.

- Bana kağıt ver.
- Gazeteyi bana ver.

Show me today's paper.

Bana bugünkü gazeteyi göster.

Finish cutting the paper.

Kağıdı kesmeyi bitir.

I burned the paper.

- Ben kâğıdı yaktım.
- Kâğıdı yaktım.

You burned the paper.

- Sen kâğıdı yaktın.
- Kâğıdı yaktın.

They burned the paper.

Onlar kâğıdı yaktılar.

Tom crumpled the paper.

Tom kağıdı buruşturdu.

Tom folded the paper.

- Tom kağıdı kapladı.
- Tom kağıdı katladı.

Is that a paper?

- O bir kâğıt mı?
- Şu bir kâğıt mı?

Where's the morning paper?

Sabah gazetesi nerede?

The paper is white.

- Kağıt beyazdır.
- Kağıt beyaz.

This paper is rough.

Bu kağıt pürüzlü.

Is that today's paper?

O bugünkü gazete mi?

There's no toilet paper!

Hiç tuvalet kağıdı yok!

It's made of paper.

Bu kağıttan yapılmış.

Sami read the paper.

Sami gazeteyi okudu.

Tom bought a paper.

Tom bir gazete aldı.

- I have already read today's paper.
- I've already read today's paper.

Bugünkü gazeteyi zaten okudum.

- Paper was first invented in China.
- Paper was invented in China.

Kağıt ilk kez Çin'de icat edildi.

- This paper does not absorb ink.
- This paper doesn't absorb ink.

Bu kağıt, mürekkebi emmez.

- We've run out of toilet paper.
- We're out of toilet paper.

Tuvalet kağıdımız tükendi.

- A book is made of paper.
- Books are made out of paper.

Kitaplar kağıttan yapılırlar.

- Draw a line on the paper.
- Draw a line on your paper.

Kağıdına bir çizgi çiz.

Are on the ballot paper .

oy pusulasında yer alır .

There's very little paper left.

Çok az kağıt kaldı.

Plain white paper will do.

Sadece beyaz kağıt yeterli.

His paper plane was fragile.

Onun kağıt uçağı narindi.

May I use some paper?

Biraz kağıt kullanabilir miyim?

He handed in his paper.

O, raporunu uzattı.

Paper is made from wood.

Kağıt ağaçtan yapılır.

I need some writing paper.

Biraz yazı kağıdına ihtiyacım var.

Paper was invented in China.

Kağıt Çin'de icat edilmiştir.

She folded it in paper.

O, onu kağıda sardı.

This is a business paper.

Bu bir ticari gazete.

No, this paper isn't white.

Hayır, bu kağıt beyaz değil.

Don't throw this paper away!

Bu gazeteyi atma!

Tom handed in his paper.

Tom kağıdını teslim etti.

Have you read today's paper?

Bugünkü gazeteyi okudun mu?

This is a paper ticket.

Bu bir kağıt bilet.

Tom glanced over the paper.

Tom kağıda baktı.

Tom glanced at the paper.

Tom belgeye göz attı.

Here's a piece of paper.

İşte bir parça kağıt.

Tom never uses paper towels.

Tom asla kağıt havlu kullanmaz.

Bring me today's paper, please.

Lütfen bana bugünün gazetesini getir.

The paper bowl is cheap.

Kağıt kase ucuzdur.

She ran out of paper.

Onun kağıdı bitti.

Did you cut the paper?

Kağıdı kestin mi?