Examples of using "Anxious" in a sentence and their turkish translations:
Tom endişeli.
Herkes kaygılıydı.
Biz endişeliyiz.
Ben endişeliyim.
Tom endişeli görünüyor.
Endişeliydim.
Endişeli misiniz?
Tom endişeli görünüyordu.
Tom endişeli oldu.
Tom endişeli büyüdü.
Tom endişeliydi.
Endişeli değil misin?
Tom endişeli hissetti.
- Onlar barış için endişeliler.
- Onlar barış için endişe duyuyorlar.
Başarmak için endişeliyim.
Tom çok endişeli görünüyor.
Biraz endişeliyim.
Tom hâlâ endişeli görünüyor.
Tom kendini sürekli olarak endişeli hissediyordu.
Biz gerçekten endişeliydik.
Sami kendini gerçekten endişeli hissediyordu.
Gerçekten endişeli hissettim.
Tom açıkça endişeliydi.
O beni endişelendiriyor.
Biz, onun sağlığı hakkında endişeliyiz.
Senin yardımından endişeliyiz.
Ben gelecek hakkında endişeliyim.
Senin sağlığın hakkında endişeliyiz.
Tom endişeli göründüğümü söyledi.
Tom'un endişeli olduğunu biliyorum.
Tom endişeli görünüyor.
O, yardım için endişeliydi.
Onun güvenliği hakkında endişeliyim.
Barış için endişeliyiz.
Tom endişeli, değil mi?
Tom yardım için endişeliydi.
- Tom endişelenecek.
- Tom endişeleniyor olacak.
Başlamak için endişeliyim.
Endişeli görünüyorsun. Ne oldu?
Neden bu kadar endişelisin?
Tom gitmek için endişeli.
Onun sağlığı hakkında endişeliyim.
Ben bir tanıtım için hevesliyim.
Bu kalabalık beni endişelendiriyor.
Onu görmek için endişeliyim.
O, giderek daha çok kaygılanıyordu.
Tom ayrılmakta istekliydi.
Tom biraz endişeliydi.
Sağlığı konusunda endişeli.
Annem geleceğim için endişeli.
Kızımızın sağlığı hakkında endişeliyiz.
Tom endişeli.
Ben sizinle karşılamaya can atıyorum.
Dünya barışından endişeliyiz.
O, onun sağlığı hakkında endişeliydi.
O, Avrupa'yı ziyaret etmek için isteklidir.
O, seninle tanışmak için istekli.
O, geleceği hakkında endişelidir.
O sizinle karşılaşmak için hevesliydi.
O, yurt dışına gitmek istiyor.
O, sınav sonucu hakkında endişeli.
İşi hakkında endişeliydi.
Sonuç hakkında endişeliyim.
Tom oldukça endişeli, değil mi?
Tom yurt dışına gitmek için endişeli.
Tom herkesi memnun etmek için endişeli.
Tom geleceği hakkında endişeli.
Tom sizinle tanışmak için sabırsızlanıyor
O, sonuç hakkında endişelidir.
Endişeli bir annenin keskin gözleri vardır.
O, onun güvenliği hakkında endişelidir.
Tom seni görmek için endişeli.
Onun güvenliği için endişeliydim.
Onun güvenliği hakkında endişeliyiz.
Biz onların güvenliği için endişeliyiz.
Erkek kardeşim şöhret için endişeli.
Sağlığınızdan endişe ediyor.
Sonuçları öğrenmek için merak içindedir.
Onlar, onun gecikmesinden endişelendiler.
Tom endişeli görünüyordu.
Tom seninle tanışmaya istekliydi.
O güvenliği konusunda endişeli.
O, herkesi memnun etmeye hevesli.
Ne olduğunu görmek için endişeliyim.
- Tom her zaman endişeliydi.
- Tom her zaman kaygılıydı.
Tom onu yapmak için endişeliydi.
Tom başlamak için can atıyor.
Babam sağlığım konusunda endişeli.
Sağlığınla ilgili kaygılandım.
Annesini memnun etmek için endişeliydi.
Babasının sağlığı için endişe duyuyor.
O, hastalığı atlatma konusunda endişeliydi.
Sağlığınız hakkında çok endişeli.