Translation of "Carve" in Turkish

Tom began to carve the turkey.

Tom hindiyi kesmeye başladı.

At times I confuse curve with carve.

Bazen "curve"'ü "carve" ile karıştırıyorum.

An icebreaker can carve a channel in the ice fifteen meters wide.

Bir buzkıran, buzda on beş metre genişliğinde bir kanal açabilir.

They'll cut and carve their way through the valleys. That makes them a good thing to follow

Kesilir ve yollarını vadileri oyarak açarlar. Bu takip etmek için iyidir,

I'm going to lay you down in the green grass underneath that big old oak tree and then carve our initials into its trunk.

O büyük, ihtiyar meşe ağacının dibinde çimlere uzanıp, gövdesine adlarımızın baş harflerini kazıyacağım.