Examples of using "Way" in a sentence and their turkish translations:
- Mümkün değil!
- Asla!
- Bravo!
- Tebrikler!
Hangi yol doğru yoldur?
Çok yanlış yolda.
kesinlikle olmaz!
kesinlikle hayır
Asla!
Çok daha artmasını.
Bu taraftan.
Başka bir yol var.
Bu taraftan, lütfen.
Bu arada "bu arada" demenin başka bir yolu var mı?
"Tek yön ya da gidiş dönüş?" "Tek yön, lütfen."
O geliyor.
Yoldayız.
Onu bu şekilde yap.
Bu tek yol.
Bu tarafa gidiyoruz.
bu sayede
Bu böyledir.
Yolu göster.
Bu yoldan yürü.
Biz çok arkadayız.
Bu taraftan gel.
- Hangi şekilde?
- Hangi yolla?
Yol açın, lütfen.
O şekilde gidin.
Bu tarafa bak.
Bu şekilde çevirin.
Bu taraftan, baylar!
O taraftan, lütfen.
İmkansız !
Ne? Asla!
Bu taraftan, efendim.
- Yolu açın.
- Yolu boşaltın.
Başka yolu yok.
Engel oluyorsun.
- Sen benim yolumdasın.
- Bana ayak bağı oluyorsun.
Biz evimize gidiyoruz.
Bu yoldan ya da o yoldan gidebilir.
Bu çok daha az politik güç ve çok daha az oy demek.
Lütfen buradan yürür müsünüz?
Anlatmanın yolu yok.
Yolumdan çık!
Eve gidiyorum.
Ona yolu göstereceğim.
Yardım yolda.
Başka yolunuz yok.
[Çalışma Şeklimiz]
Yoluma gidiyorum,
Bu tarafa doğru ilerlemeliyiz.
İstediğin gibi yap.
Zemin çöktü.
Dizleri dayanamadı.
Çekil yolumdan!
Yoldayız.
Şu taraftan!
O yolda.
Hiçbir çıkış yolu yok.
Bize yolu göster.
Çok fazla ağır.
Başka bir yol var.
Biz bu yönden gidiyoruz.
Başka bir yol bulacağız.
Biz bir yol bulacağız.
Bir yolunu bulursun.
Sen yolu göster.
Sen çok çok geç kaldın.
Bana yolu göster.
Onlar bu şekilde gidiyor.
O şekilde dolaşın.
Onlar çok sakin.
Bu şekilde daha kolay.
Buradan lütfen, Tom.
- Yolda.
- Yolda, geliyor.
Başka bir çıkış yolu var.
Bir yol var.
Doğruca oraya gidiyoruz!
Bir yol biliyorum.
Ben yolu biliyorum.
Yolunu kapatıyorsun.
Ben şu yöne gidiyorum.
- Bu yoldan gideceğim.
- Böyle gideceğim.
Yolu biliyorsun.
O, yolu biliyor.
O yolu biliyor.
Bu daha hızlı bir yol.
- Tom yol gösterdi.
- Tom yol açtı.