Examples of using "Borrowing" in a sentence and their turkish translations:
Borçlanmaktan nefret ediyorum.
Sami her zaman para borç alıyordu.
Onun kitabını ödünç aldığını hatırlıyor musun?
Sormadan giysilerimi almaktan vazgeç.
Ondan kitabı ödünç aldığına pişman oldu.
O, benden sürekli olarak ödünç para alıyordu.
İznim olmadan giysilerimi almaktan vazgeç.
Bankamdan borç para aldığın için teşekkürler.
En önemlisi, faizler tırmanıyor.
veya yardımlara bağlanmamız için bir sebep yok.
İslama göre faiz ile para almak yanlış bir şey
Daktilonuzu ödünç almamla ilgili bir ihtimal var mı?
Sami erkek kardeşinden uzun süredir ödünç alıyordu.
Anglo Saksonlar başka dillerden sözcükler ödünç alarak dili zenginleştirdiler.
Bir kişi bir şeyi ödünç alırken bir melek yüzüne sahip olur fakat onu geri getirirken şeytan yüzüne sahip olur.
Ödünç al ve geri ver, sonra tekrar ödünç alabilirsin.Ödünç al ve geri verme ve sonra ödünç alma zorlaşır.
Edo sakinleri için yılın ilk palamudu borç para almak anlamına gelse bile alınması gereken bir şeydi.