Translation of "Money" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "Money" in a sentence and their turkish translations:

- Money gives birth to money.
- Money begets money.

Para parayı çeker.

Money makes money.

Para parayı çeker.

Money

Para

- Money talks.
- Money is king.

- Para konuşur.
- Para kraldır.

Money gives birth to money.

Para parayı doğurur.

My money is my money.

Benim param benim paramdır.

You need money to make money.

Para kazanmak için paraya ihtiyacın var.

- It's my money.
- That's my money.

Bu benim param.

- I love money.
- I like money.

Parayı seviyorum.

- You need money.
- They need money.

Onların paraya ihtiyacı var.

No money

Abi para yok

Subject: money.

odaklanalım: Para.

Money talks.

- Para konuşur.
- Parası olan konuşur.

Steal money.

Para çal.

- Where's your money?
- Where is your money?

Paran nerede?

- Where's my money?
- Where is my money?

Param nerede?

- I needed the money.
- I needed money.

Paraya ihtiyacım vardı.

- You take the money.
- Take the money.

Parayı sen al.

- Tom needs the money.
- Tom needs money.

Tom'un paraya ihtiyacı var.

- Money is not everything.
- Money isn't everything.

Para her şey değildir.

- Tom married into money.
- Tom married money.

Tom paralı biriyle evlendi.

- Tom needed money.
- Tom needed the money.

Tom'un paraya ihtiyacı vardı.

- He saved money.
- He was saving money.

- Para biriktirdi.
- Para biriktiriyordu.

- Tom did make money.
- Tom earned money.

Tom para kazandı.

- This is my money.
- That's my money.

Bu benim param.

- I have no money.
- I don't have any money.
- I don't have money.
- I've got no money.

- Hiç param yok.
- Param yok.

- He is in need of money.
- He needs money.
- He needs the money.

Paraya ihtiyacı var.

- I have no money.
- I don't have any money.
- I don't have money.

Hiç param yok.

- Money cannot buy freedom.
- Money can't buy freedom.

Para özgürlüğü satın alamaz.

- I'm in need of money.
- I need money.

Paraya ihtiyacım var.

- Does he have money?
- Has he got money?

Onun parası var mı?

- It's not real money.
- It isn't real money.

- Hakiki para değil.
- Bu gerçek para değil.

- Money cannot buy happiness.
- Money can't buy happiness.

Para mutluluğu satın alamaz.

- He had no money.
- She had no money.

Onun parası yoktu.

- It's not about money.
- It isn't about money.

O, parayla ilgili değil.

- Give me the money.
- Give me the money!

Parayı bana ver!

- He needs the money.
- She needs the money.

Onun paraya ihtiyacı var.

- Show me the money.
- Show me the money!

- Bana parayı göster.
- Göster bana parayı.

- Someone stole my money.
- Somebody stole my money.

Birisi paramı çaldı.

- He had no money.
- He has no money.

Onun hiç parası yok.

- Tom needs money desperately.
- Tom desperately needs money.

Tom'un son derece paraya ihtiyacı var.

- Does she have money?
- Does he have money?

Onun parası var mı?

- Money does not smell.
- Money has no smell.

Para kokmaz.

You have to spend money to make money.

Para kazanmak için para harcamalısın.

- I do not have any money.
- I have no money.
- I don't have any money.
- I don't have money.

- Hiç param yok.
- Param yok.

- I needed the money.
- He needed the money.
- I needed money.
- I needed cash.

- Paraya ihtiyacım vardı.
- Paraya ihtiyacı vardı.

- This is not about money.
- It's not about the money.
- This isn't about money.

Bu, parayla ilgili değil.

- I have a little money.
- I have got some money.
- I have some money.

- Biraz param var.
- Benim biraz param var.

"Where's my money?" "What money?" "You owe me money." "I don't owe you, sucker!"

"Param nerede?" "Ne parası?" "Bana para borçlusun." "Benim sana borcum yok, enayi!"

- Tom had no money.
- Tom didn't have the money.
- Tom didn't have any money.

Tom'un parası yoktu.

- I am short of money.
- I'm very short of money.
- I'm short of money.

Param yok.

- Do you have any money with you?
- Do you have any money?
- Do you have some money?
- Do you have money?
- Have you got some money?

Yanında hiç paran var mı?

Is raising money.

para toplamaktı.

With their money.

parasıyla.

And saves money.

ve de ekonomik oluyor.

Money ruins many.

Para birçok şeyi mahveder.

Money soon goes.

Para kısa sürede gider.

Too much money?

- Ne kadar para?
- Çok fazla para mı?

He needs money.

Onun paraya ihtiyacı var.

We need money.

- Paraya ihtiyacımız var.
- Bizim paraya ihtiyacımız var.

Money is everything.

Para her şeydir.

Where's the money?

Para nerede?

The money disappeared.

Para kayboldu.

Tom likes money.

Tom parayı sever.

She gave money.

O, para verdi.

Money influences everything.

Para her şeyi etkiler.

She likes money.

- O parayı sever.
- O, parayı sever.

He likes money.

O parayı sever.

It's easy money.

O kolay para.

Tom wants money.

Tom para istiyor.

Tom wanted money.

Tom para istedi.

I needed money.

Paraya ihtiyacım vardı.

They needed money.

Onların paraya ihtiyacı vardı.

Give them money.

Onlara para ver.

Everybody likes money.

Parayı herkes sever.

Money freed him.

Para onu özgürleştirdi.

We lack money.

- Paramız yok.
- Paramız eksik.

I need money.

Paraya ihtiyacım var.

Bring me money.

Bana para getir.

Everyone wants money.

Herkes para istiyor.

Time is money.

Vakit nakittir.

I borrow money.

Ben borç para alırım.

I lend money.

Ben para ödünç veriyorum.

He has money.

Onun parası var.