Translation of "'em" in Turkish

That'll teach 'em.

Bu onlara ders olacak!

Take 'em on any day

Her gün çıkabilirsiniz

- If you can't beat them, join them.
- If you can't beat 'em, join 'em.

- Bükemediğin bileği öpmelisin.
- Eğer onları yenemiyorsan onlara katıl.

Get 'em before they get you!

Onlar seni almadan önce sen onları al!

- Gotta catch them all.
- Gotta catch 'em all.

Onların hepsini yakalamalıyım.

It's an early rendition of "Thân em," but here it's different.

"Thân em" in erken bir yorumu, ama bu farklı.

- She is very wise.
- She's as clever as they make 'em.

O çok akıllıdır.

That love for "Godfather," and a good old Western shoot-'em-up

ve eski, bol çatışmalı kovboy filmlerine olan sevgi

And this form of poetry - the "Thân em" or "My body" form -

ve bu şiir biçimi - "Thân em" veya "Bedenim" formu -

- Hands up! This is a robbery.
- Stick 'em up! This is a robbery!

Eller yukarı! Bu bir soygundur.

- They don't make them like they used to.
- They don't make 'em like they used to.

Onlar eskiden yaptıkları gibi 'em yapmazlar.