Examples of using "Toestemming" in a sentence and their turkish translations:
Yetkiye ihtiyacım var.
İzinsiz kimse ayrılmayacak.
Benden izin istedi.
İznime ihtiyacın yok.
Tom'un onu yapmak için izni yok.
Bilgisayar korsanları bilgisayarlara izinsiz girerler.
Kalman için sana izin veriyorum.
Önceden izin almadan hiçbir şeye dokunma.
Gitmene izin vermedim.
Gitmene izin vereceğim.
- Bunu izinsiz yapmamalısın.
- Bunu izinsiz yapmaman gerekiyor.
Tom fotokopi makinesini kullanmak için izin istedi.
İznim olmadan giysilerimi almaktan vazgeç.
Onu yapman için sana izin vereceğim.
Ailemin rızası olmadan evlenemem.
İzin almadan evime girmeye nasıl cüret edersin!
- Müslüman işçilere Ramazan ayında erken çıkma izni verdiler.
- Müslüman çalışanlara Ramazan ayında erken çıkış izni veriyorlar.
Benim iznim olmadan bunu yapmamalıydın.
COVID-19 testi için onayınızı almam gerekiyor.
Kimsenin iznine ihtiyacım yok.
Onu yapmamıza izin verilmiyor.
Bunu yapmak için izine ihtiyacımız olduğunu sanmıyorum.
İznim olmadan bu odadan ayrılmamalısın.
Nihayi ürünün bir kopyasını göndermek şartıyla bizim yazılımı dahil etmeniz için iznimiz var.
"Bize inekler süt, tavuklar da yumurta verir." "Aslında ne inekler, ne de tavuklar bize hiçbir şey vermez. Bunları onların rızası dışında alıyoruz."
Jane Goodall tarafından, Jane Goodall ve Phillip Berman'ın hazırladığı Reason for Hope: A Spiritual Journey (Sönmeyen Umut: Spiritüel Bir Yolculuk) adlı kitaptan sesli olarak okunmuştur Telif Hakkı © 1999 Soko Publications Ltd. ve Phillip Berman. Hachette Audio'nun izniyle kullanılmıştır. Tüm hakları dünya çapında saklıdır.
Benim müthiş büyükannem dil için öylesine titizdi ki ne zaman birinin "Can I.."ile soru sorduğunu duysa onların sözünü keser ve ani reaksiyon gösterirdi, "ben bilmiyorum, sen? Neyi yapabildiğini kendin bilmiyorsan ben nasıl bilirim? Eğer izin istiyorsan 'May I...' de"