Examples of using "Roman" in a sentence and their turkish translations:
- Bu roman beni sıkıyor.
- Bu roman bana sıkıcı geliyor.
Onun romanı iyi sattı.
Bu roman sıkıcı.
Bu roman ne zaman yayınlandı?
Bu sadece bir roman.
O, otobiyografik bir roman yazdı.
Onun yeni romanı ne zaman yayınlanacak?
Onun yeni romanını nasıl buluyorsun?
- O romanı zaten okudum.
- O romanı daha önce okudum.
Romanın kahramanı intihar etti.
Bu roman İngilizceden çevrilmiştir.
O, bu romanı yirmi yaşında yazdı.
- Bu roman ondan çok daha fazla ilginç.
- Bu roman ondan çok daha ilginç.
Bu oyun romandan uyarlanmıştır.
Bu film bir romana dayalı.
O Japonca bir romanı Fransızcaya çevirmiştir.
O, bir roman okumak için oturdu.
O, bir Japonca romanı Fransızcaya tercüme etti.
Roman bir kahramanın ölümü ile sona erer.
Bu roman ünlü bir Amerikan yazar tarafından yazılmıştır.
Onun romanının başarısı onu zengin yaptı.
Bir roman yazmak için ani bir dürtü hissetti.
Fransızca bir roman hiç okumadım.
Biz romanı Japoncadan İngilizceye çevirdik.
İyi bir roman ile rahatlamak istiyorum.
Onun romanını okumadım, ve benim erkek kardeşim de okumadı.
"The Old Man and the Sea" Hemingway tarafından yazılmış bir romandır.
Tarih, halkın yazar olduğu bir romandır.
Sadece bir günde roman okumak çocuklara zor geliyor.