Translation of "Zegt" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Zegt" in a sentence and their turkish translations:

- Wat zegt ze?
- Wat zegt hij?

O ne diyor?

Hij zegt:

der ki;

Hij zegt: "Natuurlijk".

"Tabii ki." dedi.

Hun lichaamstaal zegt:

Beden dilleri şöyle diyor:

Iedereen zegt het.

Onu herkes söylüyor.

Wat zegt ze?

- O ne diyor?
- Ne söylüyor?

Iedereen zegt hetzelfde.

Herkes aynı şeyi söylüyor.

Wat zegt u?

Affedersiniz.

Wie zegt dat?

Onu kim söylüyor?

Wat je zegt is belangrijker dan hoe je het zegt.

Ne söylediğin onu nasıl söylediğinden daha önemlidir.

Neem bijvoorbeeld, zegt hij,

mesela,

Als jij het zegt.

Eğer öyle diyorsan.

Doe wat Tom zegt.

Tom'un söylediği gibi yap.

- Wablieft?
- Wat zegt u?

Affedersiniz?

Dat zegt me niets.

Bu benim için bir şey ifade etmiyor.

Wat zegt de vos?

Tilki ne der?

De kat zegt "miauw".

Kedi miyav diyor.

Het is niet wat je zegt, maar hoe je het zegt.

Bu ne söylediğin değil fakat nasıl söylediğindir.

- Tom zegt dat Mary het mis heeft.
- Tom zegt dat Mary ongelijk heeft.
- Tom zegt dat Mary zich vergist.
- Tom zegt dat Mary fout zit.

Tom Mary'nin hatalı olduğunu söylüyor.

- Tom gelooft alles dat Mary zegt.
- Tom geloofd alles wat Mary zegt.

Tom Mary'nin her söylediğine inanıyor.

- Alles wat hij zegt, is waar.
- Wat hij ook zegt is waar.

Onun bütün söylediği doğrudur.

- Ik begrijp niet wat je zegt.
- Ik begrijp niet wat u zegt.

Ne dediğini anlamıyorum.

- Tom zegt dat ik egoïstisch ben.
- Tom zegt dat ik zelfzuchtig ben.

Tom bencil olduğumu söylüyor.

Dit zegt mijn leraar altijd

Öğretmenimin bana sürekli söylediği bir şey var

Herpetologist Dr. Bryan Fry zegt...

Herpetolojist Doktor Bryan Fry'a göre

zegt meer dan driekwart nee.

İnsanların dörtte üçü "Hayır" dedi.

Wat je zegt is waar.

Söylediğin şey doğrudur.

Ik begrijp wat ze zegt.

Onun dediğini anlıyorum.

Hij zegt wat hij denkt.

Açıkça konuşur.

Doe wat hij je zegt.

Sana dediği gibi yap.

Kijk eens wie dat zegt.

- Kimin konuştuğuna bak.
- Tencere dibin kara, seninki benden kara.
- Konuşana bak hele.
- Diyene de bakın.
- Dinime söven bari Müslüman olsa.
- Dinime küfreden bari Müslüman olsa.

Snap je wat hij zegt?

Onun söylediğini anlıyor musun?

Je zegt de liefste dingen.

Sen en tatlı şeyleri söylüyorsun.

Doe wat men je zegt.

Sana söyleneni yap.

Wat Tom zegt is waar.

Tom'un söylediği doğru.

Ik begrijp wat je zegt.

Ne dediğini anlıyorum.

Ik snap wat je zegt.

Söylediğini anlıyorum.

"Ja, sinaasappelsap graag," zegt Mike.

"Evet, portakal suyu lütfen," diyor Mark.

Doe wat ze je zegt.

Onun sana söylediği şeyi yap.

zegt ze: "Als iemand iets gemeens zegt over iemand met een donkere huid."

kötü bir isim söylediğindedir" yazıyor.

- Ze zegt dat ze morgen zal komen.
- Ze zegt dat ze morgen komt.

Yarın geleceğini söylüyor.

- Ik kan amper verstaan wat hij zegt.
- Ik kan nauwelijks begrijpen wat hij zegt.

Onun söylediğini neredeyse anlayamıyorum.

- Tom zegt dat hij spoken kan zien.
- Tom zegt dat hij geesten kan zien.

Tom hayaletleri görebildiğini söylüyor.

Die pakt de microfoon en zegt:

Mikrofonu eline alıyor ve şunu diyor:

Een goede arts zegt soms 'nee'.

O yüzden iyi bir doktor bazen hayır der

Je zegt dat de ergste misdaad...

Diyorsun ki en büyük suç,

Wat je zegt is meestal waar.

Senin söylediğin çoğunlukla doğru oluyor.

Wat hij zegt, is heel belangrijk.

Onun ne söylediği çok önemlidir.

Al wat ze zegt is onwaar.

Söylediği her şey doğru değildir.

Hij zegt dat hij niet komt.

O gelmeyeceğini söylüyor.

Wat hij zegt is absoluut correct.

Onun söylediği kesinlikle doğrudur.

Alles wat hij zegt, is waar.

Onun bütün söylediği doğrudur.

Ze zegt dat ze gelukkig is.

O mutlu olduğunu söylüyor.

Tom zegt dat spoken niet bestaan.

Tom hayaletlerin gerçek olmadığını söylüyor.

Waarom zegt hij de waarheid niet?

O, niçin gerçeği söylemiyor?

Ik geloof niets wat Tom zegt.

Tom'un söylediği hiçbir şeye inanmıyorum.

Luister naar wat de leraar zegt.

Öğretmenin dediklerini dinleyiniz.

Hij zegt dat ik aandachtig ben.

O benim dikkatli olduğumu söylüyor.

Men zegt dat liefde blind is.

- Aşkın kör olduğunu söylüyorlar.
- Aşkın gözü kördür derler.

Ik geloof alles wat hij zegt.

O ne söylerse inanırım.

Alles wat Bush zegt is waar.

Bush'un her söylediği doğrudur.

Tom zegt dat hij rijk is.

Tom zengin olduğunu söylüyor.

Tom zegt dat Mary blut is.

Tom Mary'nin meteliksiz olduğunu söyledi.

Tom geloofd alles wat Mary zegt.

Tom Mary'nin söylediği her şeye inanır.

Tom zegt dat hij gezond is.

Tom sağlıklı olduğunu söylüyor.

Ik zal doen wat je zegt.

Ne dersen yapacağım.

Tom zegt dat hij bezig is.

Tom onun meşgul olduğunu söylüyor.

Wat Tom zegt is helemaal waar.

Tom'un söylediği bütünüyle doğru.

Dat zegt ge om te lachen!

Şaka yapıyor olmalısın!

Ik kan begrijpen wat ze zegt.

Onun ne söylediğini anlayabiliyorum.

Ik hoor alles wat je zegt.

Söylediğin her şeyi duyuyorum.

Let op met wat hij zegt.

Söylediklerine dikkat et.

Tom zegt dat Mary honger had.

Tom Mary'nin aç olduğunu söylüyor.

Tom zegt dat Mary daar was.

Tom Mary'nin orada olduğunu söylüyor.

Tom zegt dat Mary honger heeft.

Tom Mary'nin aç olduğunu söylüyor.

Tom zegt dat Mary bang is.

Tom Mary'nin korktuğunu söylüyor.

Tom zegt dat Mary blij is.

Tom Mary'nin mutllu olduğunu söylüyor.

Wat je zegt, laat me koud.

- Söylediklerin bana vız geliyor.
- Söylediğin şey beni etkilemiyor.

- Ik begrijp geen woord van wat hij zegt.
- Ik versta geen woord van wat hij zegt.

Onun söylediğinden bir kelime bile anlamıyorum.

Hij zegt dat wanneer dingen goed gaan,

Diyor ki,işler tam da güzel giderken,

En de dochter zegt zo tactvol mogelijk:

bu sefer kızı mümkün olduğunca dikkatli bir şekilde

Ze zegt dat ze van bloemen houdt.

O, çiçekleri sevdiğini söylüyor.

Ik begrijp niet helemaal wat hij zegt.

Onun ne dediğini tamamen anlamıyorum.