Translation of "Enig" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Enig" in a sentence and their turkish translations:

Ik ben enig kind.

Ben bir tek çocuğum.

Heb je enig bewijs?

Herhangi bir kanıtın var mı?

Is er enig bewijs?

Herhangi bir kanıt var mı?

Bent u enig kind?

- Tek çocuk musunuz?
- Tek çocuk musun?

Heb je enig goed nieuws?

Hiç iyi haberin var mı?

Tom was mijn enig kind.

Tom benim tek çocuğumdu.

Is er enig probleem hier?

Burada herhangi bir sorun mu var?

- Heb je enig idee wat dat betekent?
- Heb je enig idee wat dat wil zeggen?

Onun ne anlama geldiği hakkında bir fikrin var mı?

Ik wou dat ik enig kind was.

Keşke tek bir çocuk olsam.

Hebt gij enig idee wie hij is?

- Onun kim olduğuna dair hiç fikrin var mı?
- Onun kim olduğuna dair bir fikrin var mı?

Heb je enig idee wie dit zou doen?

Bunu kimin yapacağı konusunda herhangi bir fikrin var mı?

Heb je enig idee hoe ongezond dat is?

Bunun ne kadar sağlıksız olduğu hakkında bir fikrin var mı?

Je zult waarschijnlijk niet eens enig verschil opmerken.

Muhtemelen hiçbir farkı fark etmiyorsunuz bile.

- "Heb je broers of zussen?" "Nee, ik ben enig kind."
- "Heb je broers of zussen?" "Neen, ik ben enig kind."

"Kız ya da erkek kardeşlerin var mı?" "Hayır, ben tek çocuğum."

Ik kan Engels zonder enig probleem lezen en schrijven.

İngilizceyi herhangi bir sorun olmadan okuyup yazabilirim.

Heb je enig idee hoeveel dit mij heeft gekost?

Bunun bana maliyeti hakkında bir fikriniz var mı?

Heb je enig idee wat dat zou kunnen zijn?

Onun ne olabileceği hakkında bir fikrin var mı?

- Heeft u enig bezwaar?
- Heeft u er iets tegen?

Herhangi bir itirazınız var mı?

Heb je enig idee waar Tom zich zou kunnen verschuilen?

Tom'un nerede saklanabiliyor olabileceğine dair bir fikrin var mı?

Hebben ze enig bericht ontvangen van het aantal slachtoffers van de aardbeving?

- Depremde yaşanan can kayıplarına ilişkin rapor aldılar mı?
- Depremde kaybedilen canların raporlarını aldılar mı?
- Depremde kaybedilen hayatların raporlarını aldılar mı?

Tom had nooit enig besef dat Maria en John aan het daten waren.

Tom'un Mary ve John'un birbirleriyle flört ettikleri konusunda hiçbir kuşkusu yok.

De kunstwerken van Picasso zijn vaker gestolen dan die van enig andere kunstenaar.

Picasso'nun sanat eserleri herhangi başka bir sanatçınınkinden daha sık çalınır.

- Het klimaat van de aarde verandert nu sneller dan in enig andere tijd in de geschiedenis.
- Het klimaat van de aarde is sneller aan het veranderen dan in enig andere tijd in de geschiedenis.

Dünyanın iklimi, tarihteki herhangi bir başka zamandan daha hızlı değişiyor.

Op enig moment angst te uiten - een van hen zei bijvoorbeeld dat hij niet zou knielen

etmelerini yasaklayan kendi kodlarına sahip olan Jomsvikingler - örneğin bir tanesi başlarının kesilmesi için diz çökmeyeceğini söyledi, ayağa kalkmakta ve önden başlarının kesilmesinde

- Hij is met de noorderzon vertrokken.
- Hij is spoorloos verdwenen.
- Hij verdween zonder een spoor achter te laten.
- Hij is zonder enig spoor verdwenen.

- O, bir iz bırakmadan gözden kayboldu.
- O hiçbir iz bırakmadan kayboldu.