Examples of using "Nieuws" in a sentence and their turkish translations:
Yeni bir şey var mı?
verecekleri büyük bir haber vardı.
dolayısıyla haber değerleri vardır.
Bugün yeni bir şey var mı?
Tanrım, kötü bir haberim var çocuklar.
O yeni bir şey söylemedi.
Bu önemli haber.
Yeni bir şey var mı?
Üzücü haber var.
İyi haberimiz var.
O yeni bir şeydi.
Senin için kötü haberim var.
Senin için iyi haberim var.
Hayatta kalmak isteyen için bu harika bir haber!
Yani mevzu çok büyüktü.
Hiç iyi haberin var mı?
Haber onu mutlu etti.
Bana yeni haberler verdi.
Kötü haber nedir?
Sana bazı haberlerim var!
Çok iyi bir haberim var.
Haberleri gördün mü?
Haber bana Hashimoto tarafından anlatıldı.
- Haberlerdeydi.
- Haberlere çıkmıştı.
Ben sana yeni bir şey söylemiyorum.
Bazı haberler var.
Bu aslında eski bir haber.
Şimdiye kadar hiçbir haber yoktu.
Haberleri anlamıyorum.
O çok iyi bir haber.
O nadiren yeni bir şey sipariş eder.
Köpek insanı ısırırsa haber olmaz, ama insan köpeği ısırırsa haber olur.
Bense onun dünyasını daha da derinden görmeye,
O, habere şaşırmış görünüyordu.
Size kötü haberlerim var.
Sana yeni bir şey anlatacağım.
Sen her gün yeni bir şey öğreniyorsun.
O haber bizi şaşırttı.
Bu habere şaşırdım.
Bu haber benim için yeni.
- Kara haber tez yayılır.
- Kara haber tez duyulur.
- Batı Cephesinde yeni bir şey yok.
- Batı Cephesi'nde yeni bir şey yok.
Tom habere inanamadı.
Son zamanlarda yeni bir şey yediniz mi?
Bu iyi bir haber sayılmaz.
Benim için bu iyi haber.
İnsanların pek çoğu sabah haberlerini
İyi haberle başlayalım.
Menüde yeni bir şey var mı?
O haberi Hashimoto'dan aldım.
Haberi radyoda duydu.
Bu sabah habere şaşırdım.
Her gün haberleri izliyor musun?
Tom'un haber hakkındaki tepkisi neydi?
Haberi duyduğuma çok mutlu oldum.
İyi haber şu ki soğuk zincir güzergâhına yeniden girdik
Bu kesinlikle tetiklendi. Bu iyi haber.
Tupamaro'lar bir kez daha uluslararası basında manşet oldu.
Tabii, haberleri oldukça iyi hatırlıyorum.
Haberi duyduğunda benzi sarardı.
Haberi duyduğunda solgunlaştı.
Tom'a iyi haberi söylemeye gideceğim.
İyi haberi ona söylemeye gideceğim.
Her ay annemden haber alıyorum.
Neredeyse her gün haberleri izliyorum.
İyi haber şu ki bu, biyolojik olarak değişmez bir şey değil.
Ve o günden bugüne, dünya genelinde televizyon,
Ben şimdi televizyondaki haberleri izleyeceğim.
Tom yeni şeyleri denemekten hoşlanır.
Kötü haberi duymaya hazır mısın?
Haberi duyduğunda, gözyaşlarına boğuldu.
Haberi duyunca çok mutlu oldum.
Haberi aldığı için beti benzi attı.
Trajik haberi duyduktan sonra her ikisi de ağladı.
Korkarım ki daha kötü haberler de var.
Kötü haberi duyunca bayıldı.
Jules Verne'in romanları adeta gelecekten haberler vermiştir.
O, haberi duyduğunda, gözyaşlarına boğuldu.
Hafta boyunca Fransızca haberleri okurum.
Ama iyi haber şu ki enkazı bulduk ve görev tamamlandı.
Kaçışının haberi orduda sevinclere neden oldu.
“Bugün gazetede iyi haberler var mı?” “Hayır, özel bir şey yok.”
Haberi duyduktan hemen sonra ağlamaya başladı.