Examples of using "'plank'" in a sentence and their turkish translations:
Bu kitap üst rafta gider.
- Tahta yaklaşık iki metre uzunluğundadır.
- Pano yaklaşık iki metre uzunluğundadır.
O, kitabı rafa koydu.
Umut ailelerimizi beslemez.
O, raftan ağır kutuyu indirdi.
Bu vazo yıllardır rafta duruyor.
Oğlum o raftaki her kitabı okudu.
O rafta Tom'un istediği bir şey var.
Üst raftaki şeye ulaşabilir misin?
Mary ütüyü raftan indirdi, elektrik kablosunu açtı, fişini taktı ve ısı ayarını seçti.