Translation of "Lang" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Lang" in a sentence and their turkish translations:

- Lang niet gezien.
- Lang niet gesproken!

Uzun zaman oldu!

Hoe lang?

Ne zamandır?

- Kan je lang blijven?
- Kunt u lang blijven?
- Kunnen jullie lang blijven?

Uzun süre kalabilir misin?

- Hoe lang bent u?
- Hoe lang ben jij?

- Ne kadar uzunsun?
- Boyun ne kadar?

Duizenden jaren lang

Binlerce yıldır,

Zo lang mogelijk,

mümkün olduğu kadar uzun süre konuşmamız lazım,

Ik ben lang.

- Ben uzun boyluyum.
- Ben, uzunum.

Lang niet gezien.

Görüşmeyeli uzun zaman oldu.

Tom leefde lang.

- Tom uzun yaşadı.
- Tom'un uzun bir ömrü oldu.

Lang leve Maria!

Çok yaşa Mary!

- Ik moest lang wachten.
- Ik heb lang moeten wachten.

Uzun süre bekletildim.

- Jouw haar is te lang.
- Uw haar is te lang.
- Jullie haar is te lang.

- Saçınız çok uzun.
- Saçın çok uzun.

- Hoe lang is jouw broer?
- Hoe lang is uw broer?
- Hoe lang is jullie broer?

Erkek kardeşinin boyu ne kadar?

- Hoe lang is je kerstvakantie?
- Hoe lang is uw kerstvakantie?

Noel tatili ne kadar sürer?

Lang leve de koning!

- Kralımız çok yaşa!
- Kralım çok yaşa!

Ze is niet lang.

O uzun boylu değil.

Hij blijft nooit lang.

O asla uzun süre kalmaz.

Het gebeurde lang geleden.

O uzun zaman önce oldu.

Lang leve de koningin!

Kraliçe çok yaşa!

Zij heeft lang haar.

O uzun saçlı.

Tom heeft lang haar.

Tom'un uzun saçı var.

Dat is lang geleden.

Çok uzun zaman oldu.

Toms haar is lang.

Tom'un saçı uzun.

Maria heeft lang haar.

Maria'nın uzun saçları var.

De weg is lang.

Yol uzun.

Dat was lang geleden.

O uzun zaman önceydi.

Deze boom is lang.

- Bu ağaç uzun.
- Bu ağaç uzundur.

Tom wilde lang zijn.

Tom uzun olmak istiyordu.

Tom is vrij lang.

Tom biraz uzun boylu.

Het duurde niet lang.

O uzun sürmedi.

Zijn benen zijn lang.

Onun bacakları uzun.

Ik heb lang haar.

- Uzun saçım var.
- Benim uzun saçım var.

Dit is te lang.

Bu çok uzun.

Haar haar is lang.

- O uzun saçlı.
- Onun saçı uzun.

Hij had lang haar.

Onun saçı uzun.

Carols jurk is lang.

Carol'ın elbisesi uzun.

Het is te lang.

Bu çok uzun.

- Het regende een week lang.
- Het heeft een week lang geregend.

Bir hafta boyunca yağmur yağdı.

- Ik heb lang gewacht.
- Ik ben al lang aan het wachten.

Uzun zamandır bekliyorum.

- Hij kan niet lang blijven.
- Hij kan niet te lang blijven.

Uzun bir zaman kalamıyor.

- Hoe lang ben je daar gebleven?
- Hoe lang bent u daar gebleven?

Ne kadar zamandır orada kaldınız?

- Hoe lang blijf je in Boston?
- Hoe lang blijft u in Boston?

Ne kadar süre Boston'da olacaksın?

- Hoe lang duren uw migraines meestal?
- Hoe lang duren je migraines meestal?

Migren ataklarınız genelde ne kadar sürüyor?

Naar lang geleden, namelijk 2017.

2017 yılından öncesine.

Toen moesten we lang wachten.

Sonra uzun bir bekleyiş dönemi geldi.

Het was tachtig meter lang.

O, seksen metre uzunluğunda idi.

Mijn broer is erg lang.

Benim erkek kardeşim çok uzun.

Hij kan niet lang blijven.

O uzun süre kalamaz.

Ken je hem al lang?

Uzun süredir onu tanıyor musun?

Is hij heel lang gebleven?

O çok uzun kaldı mı?

Het regende een week lang.

Yağmur bir hafta sürdü.

Ik kan niet lang blijven.

Uzun kalamam.

Het was acht meter lang.

Sekiz metre uzunluğundaydı.

Ze is lang en mooi.

O uzun boylu ve güzel.

Het duurde erg, erg lang.

Uzun, uzun bir zaman aldı.

Dat heeft lang genoeg geduurd.

O, yeterince uzun sürdü.

Is Tom hier al lang?

Tom uzun süredir burada mı?

We wonen hier al lang.

Uzun süredir burada yaşıyoruz.

Woon je al lang hier?

Uzun süredir mi burada yaşıyorsun?

Tom heeft lang blond haar.

Tom'un uzun sarı saçı var.

Waar bleef je zo lang?

Bu kadar uzun süre nerede kaldın?

Ik heb lang blond haar.

Benim uzun sarı saçlarım var.

Ik ben te lang weggebleven.

Çok uzun süre uzak durdum.

Jij bent echt lang, he?

Sen gerçekten uzunsun, değil mi?

Mijn rok is te lang.

Eteğim fazla uzun.

Ik blijf hier niet lang.

Burada çok kalmayacağım.

Ik wacht al uren lang.

Saatlerdir bekliyorum.

Tom zal niet lang wachten.

Tom uzun süre beklemeyecek.

Maria heeft lang blond haar.

Mary'nin uzun sarı saçı var.

Tom gaat niet lang wachten.

Tom çok fazla beklemeyecek.

Hoe lang is de brug?

Köprü ne kadar uzunluktadır?

Heb je daar lang gewerkt?

Orada uzun zamandır mı çalışıyorsun?

Hoe lang leeft een schildpad?

Bir kaplumbağa ne kadar yaşar?

Hoe lang gaan we wachten?

Ne kadar süre bekleyeceğiz?

Het is te lang geleden.

Çok uzun zaman oldu.

We zijn lang vrienden geweest.

Uzun bir süredir arkadaşız.

Waarom duurt het zo lang?

Silahlı soygun nedir?

Ik heb heel lang haar.

Çok uzun saçım var.

Maria heeft heel lang haar.

Mary'nin çok uzun saçı var.