Examples of using "وتعيش" in a sentence and their turkish translations:
ve ders verdiğim kenar mahallede yaşıyor.
Sürüler hâlinde avlanır ve yaşarlar. Çok tehlikeli rakiplerdir.
elektronik ticaret ve endüstriyel zekaya dayalı bir
Bir hayvanla bu şekilde bir bağ kurup böyle deneyimler yaşamak, tam anlamıyla insanın aklını başından alıyor.