Translation of "‫وتعيش" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "‫وتعيش" in a sentence and their turkish translations:

وتعيش بنفس الحيّ الفقير الذي أدرس به.

ve ders verdiğim kenar mahallede yaşıyor.

‫فهي تصيد في قطيع وتعيش في قطيع،‬ ‫وهي خصوم عنيدة.‬

Sürüler hâlinde avlanır ve yaşarlar. Çok tehlikeli rakiplerdir.

عموماً وهي الاشياء التي يدمنها العالم حالياً وتعيش طفرةً اشبه

elektronik ticaret ve endüstriyel zekaya dayalı bir

‫عندما تحظى بذلك التواصل مع حيوان‬ ‫وتعيش تلك التجارب، يكون الأمر مذهلًا تمامًا.‬

Bir hayvanla bu şekilde bir bağ kurup böyle deneyimler yaşamak, tam anlamıyla insanın aklını başından alıyor.