Translation of "الحيّ" in Turkish

0.002 sec.

Examples of using "الحيّ" in a sentence and their turkish translations:

هذا أوّل مشروع في الحيّ.

Mahalledeki ilk proje bu.

إلى القنوات التلفزيونية اللانهائية والبثّ الحيّ.

görünüşte sonsuz kablo ve veri akışına ulaştık.

كانت ليلى تعرف كلّ عاهرات الحيّ.

Leyla mahallenin bütün fahişelerini biliyordu.

وتعيش بنفس الحيّ الفقير الذي أدرس به.

ve ders verdiğim kenar mahallede yaşıyor.

استجوبت الشّرطة كلّ صاحب منزل في الحيّ.

Polis bölgedeki her ev sahibi ile görüştü.

كان أمرا معروفا في الحيّ أنّ أمّ فاضل كانت عاهرة.

Mahalle'de Fadıl'ın annesinin bir fahişe olduğu iyi biliniyordu.

لوحِظت سيّارة ليلى لآخر مرّة في الحيّ يوما قبل مقتل سامي.

Leyla'nın arabası en son Sami'nin öldürülmesinden bir gün önce mahallede fark edildi.

- يوزّع سامي الجريدة الصّباحيّة في الحيّ.
- سامي يوزع الجريدة صباحا في الحي.

Sami mahalleye sabah gazetesini teslim ediyor.

- كان فاضل يقطن في الحيّ الذي تقطن فيه ليلى.
- كان فاضل و ليلى يقطنان في نفس الحي.

Fadıl, Leyla ile aynı mahallede yaşıyordu.