Examples of using "تحظى" in a sentence and their turkish translations:
Kerabai çok ünlendi.
Banyo yapıyormuş gibi sıcaklık yavaşça artırılmalı,
Ama biliyorsunuz ki böyle büyük bir zafer kazandığınızda
İlk izlenim oluşturmak için sadece bir şansınız vardır
sızıntısı, çevresinde büyük bir kalabalık toplamak için etki alanı için popüler inkübatör
Bir hayvanla bu şekilde bir bağ kurup böyle deneyimler yaşamak, tam anlamıyla insanın aklını başından alıyor.