Translation of "بنفس" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "بنفس" in a sentence and their turkish translations:

بنفس الروح

aynı ruhta böyle

ليس بنفس القدر.

O kadar da değil.

إنها بنفس طولك.

O senin kadar uzun boylu.

وتبدو جميعها بنفس الجمال.

ve hepsi hemen hemen aynı görünüyor.

لقد ناما بنفس السرير

Onlar aynı yatakta uyudular.

إنها بنفس طولك تقريباً.

O, neredeyse senin kadar uzundur.

إبني بنفس طولي حالياً.

Oğlum şimdi benim kadar uzun boylu.

يفكّر توم بنفس الطريقة.

Tom aynı şekilde düşünüyor.

يجبُ تناوله بنفس الطريقة تمامًا.

aynı yolun izlenmesi gerektiğine inanıyorum.

بنفس المقاييس قبل 30 سنة.

30 yıl öncekilerle karşılaştıralım.

ولكنها خطيرة بنفس مقدار الأضرار السمعية.

ama işitsel etkiler kadar tehlikelidirler.

وأعتقد أن معظمنا سيرد بنفس الإجابة.

Korkarım bu pek çoğumuzun vereceği türden bir cevap.

ومنع الآخرين من التصرف بنفس الطرق

başkalarının benzer şekillerde davranmasını önlemek

هذا العلاج الجديد سيكون بنفس الجودة، والكفاءة

Bu yeni tedavi, birinci ya da üçüncü dünya ülkelerinde

وتعيش بنفس الحيّ الفقير الذي أدرس به.

ve ders verdiğim kenar mahallede yaşıyor.

- أخبرني بنفس الشّيء.
- قال لي نفس الشّيء.

O bana aynı şeyi söyledi.

لأن الناس لا يتعاملون مع السحر بنفس كمية

çünkü insanlar sihre,

و 14 مبنى آخر تحت الأرض بنفس الطريقة!

ve toprağın altında 14 tana daha yapı var aynı şekilde!

على خريطة ميركاتور يبدو انهم تقريبا بنفس حجم

Merkatör haritasında aynı büyüklükte görünüyorlar.

قام توم بنفس الشيء الذي قامت به ماريا

Tom Mary'nin yaptığı aynı şeyi yaptı.

على الأرجح بنفس الأسلوب، إلّا أنّه كان لدي توجه للخربشة.

Muhtemelen hâlâ öyle, ama benim kurtarıcı bir çizimim vardı,

هل هو تبادلنا الوحيد؟ جميع أسواق الأسهم العالمية بنفس الطريقة

Tek bizim borsamız mı? Tüm dünya borsaları aynı şekilde

- قام توم بنفس الخطأ مرة أخرى.
- كرر توم الخطأ نفسه.

Tom aynı hatayı tekrar yaptı.

لا يتكلّم فاضل العربيّة بنفس الطّلاقة الّتي تتكلّمها بها ليلى.

Fadıl, Leyla kadar akıcı bir şekilde Arapça konuşmaz.

إما أن يقوموا بأمر ما أكثر، أو يقوموا بنفس الأمر أقل.

ya aynı şeyi daha fazla yaparlar ya da aynı şeyi daha az yaparlar.

‫وكذلك تزداد صعوبة التنفس هنا.‬ ‫كما أن هذه الشعلة ‬ ‫لم تعد تشتعل بنفس التوهج.‬

Burada nefes almak da zorlaştı. Bu meşale de artık çok ışık yaymıyor.

إذا اختفت تلك السفينة ، ولكن إذا نظرنا من خلال التلسكوب ، يمكننا أن نرى السفينة بنفس الطريقة

eğer o gemi gözden kayboldu fakat bir teleskopla bakarsak biz gemiyi yine aynı şekilde görebiliyoruz

بإمكانك أن تكتب بأي لغة تريد. كل اللغات تتمتع بنفس القدر من الأهمية على موقع تتويبا.

- İstediğiniz herhangi bir dilde yazabilirsiniz. Tatoeba'da bütün diller eşittir.
- İstediğiniz dilde yazabilirsiniz. Tatoeba'da tüm diller eşittir.

للأمومة والطفولة الحق في مساعدة ورعاية خاصتين. وينعم كل الأطفال بنفس الحماية الاجتماعية سواء أكانت ولادتهم ناتجة عن رباط شرعي أم بطريقة غير شرعية.

Ana ve çocuk özel ihtimam ve yardım görmek hakkını haizdir. Bütün çocuklar, evlilik içinde veya dışında doğsunlar, aynı sosyal korunmadan faydalanırlar.