Translation of "‫بدرجة" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "‫بدرجة" in a sentence and their turkish translations:

‫بدرجة كافية لإنذار فقمة حذرة.‬

Tetikteki foku uyarmaya yetiyor bu.

‫وإن كان ثابتاً وقوياً بدرجة كافية.‬

ve yeterince sağlam olup olmadığını bilmiyorum.

‫حسناً، أعتقد أن هذه جاهزة بدرجة كبيرة‬ ‫للصباح.‬

Pekâlâ, sanırım sabah için  hazır sayılır.

‫وهذا ما يحدث ‬ ‫عندما ترتفع درجة الحرارة بدرجة هائلة‬

Hava çok sıcak olduğunda bu yaşanabilir,

بالإضافة إلى أن المراهقين لا يخاطرون جميعاً بدرجة واحدة.

Üstelik dünyadaki tüm ergenler aynı düzeyde risk almazlar.

فإن أولادهم يتعلمون الرياضيات بدرجة أقل على مدار السنة الدراسية.

ilerleyen yıllarda daha az matematik öğreniyor.

أن يكون لديك ليزر قوي بدرجة كافية لتقسيمه إلى نصفين. "

bir lazerin yarıya bölecek kadar güçlü olması. '

قدمتُ عرضًا في الفصل الدراسي الأول، وكنت متوترًا بدرجة لا تصدق.

İlk dönem bir sunum yapmıştım, inanılmaz derecede heyecanlanmıştım.

‫كل هذه الصخور زلقة بدرجة هائلة!‬ ‫تخور قواي التي تساعدني على التشبث.‬

Bu kayalar aşırı kaygan! Buraya tutunurken gücüm tükeniyor.