Examples of using "فقمة" in a sentence and their turkish translations:
Tetikteki foku uyarmaya yetiyor bu.
O hayat, kürklü fok yavrusu için hiç kolay değil.
1950'lerde bu kolonide iki milyon birey vardı.
Mossel Körfezi, Güney Afrika'daki bu ufacık ada 4.000 Güney Afrika kürklü fokuna ev sahipliği yapmaktadır.