Examples of using "ينظر" in a sentence and their turkish translations:
Ona bakıyordu.
Ve insanlar baktığında,
tüm müşteriler dönüp size bakıyor ve gülüyorlar.
Birisi bakıyor mu?
O arkadaşının fotoğrafına bakıyor.
O ona bakmamaya çalıştı.
O, evlenene kadar beklemek istiyor.
Onun bana nasıl baktığını gördün mü?
- Biri seni gözlüyor.
- Biri sizi gözlüyor.
- Birisi sizi izliyor.
Tom Mary'ye bakmamaya çalıştı.
Tekrar insanlara önem veren
fakat hepsi 45 derece hareket yönüne bakıyor.
Ve boş boş etrafına bakındığını o birkaç saniyelik sürede bunların olduğunu söylüyor
Baktım kimse bakmıyor, daha da coştum.
Çoğu insan ortaya çıkan yeni fikirlere bakar ve onları yargılar.
Köy insanları geleneksel olarak yabancılardan kuşkulanırlar.
Ebeveynler yeni nesile gerçeklikten uzak ve gerçekçi olmayan hayallerin peşinde koşturan bir nesil olarak olarak bakıyor.