Translation of "إليك" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "إليك" in a sentence and their turkish translations:

سأشتاق إليك.

Seni özleyeceğim.

- أشتاق إليك كثيراً.
- أنا مشتاق إليك جداً.

Seni çok özlüyorum.

سيعودون إليك دائمًا.

Her zaman sana geri dönecekler.

إشتقت إليك كثيرا !

- Seni çok özledim.
- Seni çok özledim!

اشتقت إليك حقا

Seni gerçekten özlüyorum.

- أحتاج إليك.
- أحتاجك.

Sana ihtiyacım var.

- سأفتقدك.
- سأشتاق إليك.

Seni özleyeceğim.

ينظر إليك الجميع ويضحكون.

tüm müşteriler dönüp size bakıyor ve gülüyorlar.

‫هذه المهمة بالنسبة إليك...‬

Bu görev, sizin için...

لكم أنا مشتاق إليك.

Seni nasıl özledim!

- إليك بكتاب.
- هنا كتاب.

Burada bir kitap var.

إليك معادلة جديدة لكوكب مستدام:

İşte sürdürülebilir bir gezegen için yeni bir denklem:

وأذهب عبر الكاميرا ونقلها إليك

ve kamera karşısına geçip bunları size aktarıyorum

- لكم اشتقت إليك!
- افتقدتك كثيراً!

Seni nasıl da özledim!

- الأمر يعود إليك.
- كما تريد.

Bu size kalmış.

- سأنضم إليك لاحقاً.
- سأوافيك لاحقاً.

Size daha sonra katılacağım.

أهلاً بعودتك. لقد اشتقنا إليك!

Tekrar hoş geldiniz. Biz sizi özledik.

- اشتقت إليك.
- افتقدتك.
- أنا مشتاق لك.

- Seni özledim.
- Seni özlüyorum.

- هناك من ينظر إليك.
- أحدهم يراقبك.

- Biri seni gözlüyor.
- Biri sizi gözlüyor.
- Birisi sizi izliyor.

من هو أحب عازفي البيانو إليك.

En sevdiğiniz piyanist kimdir?

- لم يأذني أحد.
- لم يسيء إليك أحد.

Hiç kimse beni incitmedi.

- القرار قرارك.
- القرار لك.
- الأمر يعود إليك.

Karar vermek sana kalmış.

إليك كيفية القيام بذلك من أجل شعبنا اللاواعي

İşte bilinçsiz insanlarımıza da böyle yapmalıyız

وكل هذا سيأتي إليك على أنه هراء مجنون

Ve bunların hepsi size bir deli saçması olarak gelecek

لن يصغي إليك أحدا حتى تقول شيئا خاطئاً.

Sen yanlış bir şey söyleyinceye kadar kimse dinlemez.

متى ما انتهيت من كتابة التقرير سأرسله إليك.

Raporu yazmayı bitirir bitirmez onu sana göndereceğim.

- هذا الخطاب موجه لك.
- هذه الرسالة موجهة إليك.

Bu size hitaben yazılmış bir mektup.

أنا لا أريد أن أتحدث إليك ،لأنك كسرت قلبي.

Seninle konuşmak istemiyorum çünkü kalbimi kırdın.

- هي لا تزال تفتقدك.
- هي لا تزال تشتاق إليك.

Hâlâ seni özlüyor.

‫أنت على تواصل مع هذا المكان البري‬ ‫وهو يتحدّث إليك.‬

Bu vahşi ortamla temas hâlindesin ve seninle konuşuyor.

بالنسبة للأصدقاء الذين لا يقرؤون التعليق ، إليك بعض التعليقات التي اخترتها

Yorumu okumayan arkadaşlar için burada benim seçtiğim bazı yorumlar var