Translation of "صورة" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "صورة" in a sentence and their turkish translations:

- هل لي أن آخذ صورة؟
- أيمكنني أخذ صورة؟

Fotoğraf çekebilir miyim?

كان لديهم صورة

bir fotoğrafları çıkmıştı

انها صورة جميلة.

O güzel bir resim.

هذه صورة شقيقتي.

- O kız kardeşimin fotoğrafı.
- Bu, kız kardeşimin bir resmidir.

إلى صورة إيجابية لموعدها.

buluştuğu kişinin olumlu resminin içine alır

هذه صورة ثلاثية الأبعاد.

Bu bir hologram.

دعوني أرسم لكم صورة

Sizin için bir resim çizeyim,

صورة للطلاب يستمعون للمحاضرة

öğrencilerinin ders dinlerken görüntüsünü

لا تأخذ صورة طفلي

benim çocuğumun görüntüsü alınmasın

يمكنك ان ترى صورة

bir görüntü görebiliyormusunuz

يمكنك مشاهدة صورة الطريق

Yolun fotoğrafını görebilirsiniz

ينظر إلى صورة صديقه.

O arkadaşının fotoğrafına bakıyor.

التقطت ليلى صورة لسامي.

Leyla, Sami'nin bir resmini çekti.

- هل هذه صورة أنتَ رسمتَها بنفسك؟
- هل هذه صورة أنتِ رسمتِها بنفسك؟

Bu, kendi çizdiğin bir resim midir?

تتذكرون صورة المنزل أليس كذلك؟

Evin fotoğrafını hatırlıyorsunuz değil mi?

وحينها، هل التقطت صورة له؟

Peki oradayken fotoğrafını çektiniz mi?

صورة المرأة التي تلد محفورة

doğum yapan kadın resmi ise oyma olarak çizilmiş

سنواجه صورة غير مرغوب فيها

Hiç istenmeyen tabloyla karşı karşıya kalacağız

هناك صورة معلقة على الحائط.

Duvarda bir resim var.

- أخذ صورة للكوالا.
- صوّر الكوالا.

O, koalanın bir resmini çekti.

- هل أُخذت هذه الصورة حديثاً؟
- هل هذه صورة حديثة؟
- هل هذه صورة أخذتها مؤخراً؟

- O, yeni bir resim mi?
- O yeni bir resim mi?

وهذا التفكير هو بمثابة صورة لُغز.

ve bu düşünceler adeta bir yapbozun resmi gibi.

نحن نبني صورة لُغز عن أنفسنا،

kendi resmimizin bir yapbozunu oluşturuyoruz

لذلك، إذا بدأنا من صورة خاطئة،

Yani, yanlış bir resimden yola çıkarsak

فأنت تحمل بالفعل صورة في عقلك،

zihninizde çoktan bir resme sahip oluyorsunuz

هذه صورة من دراسة قمنا بتنفيذها

Bu, doktora öğrencisi Micah Edelson tarafından

هذه صورة من دراسة قمنا بإعدادها

Bu gerçekleştirdiğimiz bir araştırmadan,

وأضف 11 لأي ورقة بها صورة.

ve eğer resimli bir kart seçtiyseniz 11 ekleyin.

صورة الطلاب أثناء الاستماع مهمة جدا

öğrencilerin ders dinlerken ki görüntüsü çok önemli zaten

من يجب أن تشاهد صورة طفلك؟

ula kim izlesin senin çocuğunun görüntüsünü yahu?

لماذا لم يلتقط صورة للقطب الجنوبي

neden ise güney kutbunun fotoğrafını çekmemiş

دعني آخذ صورة لك إذا سمحت.

Lütfen resmini çekmeme izin ver.

مع الأسف لا توجد صورة منزل سالونيك.

Ne yazık ki Selanik evinin fotoğrafı yok.

انا لن أعلق صورة سالونيك، لا تؤاخذوني.

Ben Selanik’in fotoğrafını asmayacağım, kusura bakmasınlar.

على اليمين من الجهة الأمامية، صورة لي،

Kitabın kapağında bir fotoğraf vardı

مثلاً، البارحة ------ إلى المدرسة مع صورة مدرسة.

Yanında okul binası resmi ile, cümle şöyle: "Dün, okula 'boşluk".

صورة ثلاثية الأبعاد هنا وضوء أخضر يتخللها،

Hologram burada, yeşil ışık geçiyor,

هذه صورة من مجرتنا، درب التبانة، اليوم،

Bu bizim galaksimiz, Samanyolu'nun bugünkü halinin bir fotoğrafı.

كم كان عمره في أول صورة له

O, ilk fotoğrafta kaç yaşındaydı?

التقطا ليلي و سامي صورة أخرى معا.

Leyla ve Sami birlikte bir resim yaptılar.

على الرغم من أنها ستكون صورة سيلفي رائعة .

halbuki çok güzel bir özçekim olurdu.

هذه هي أسعد صورة له، هذه هي اللحظة.

İşte onun en mutlu olduğu fotoğraf, an işte budur.

نحن نبني صورة لُغز لأي نوع من المعتقدات،

inandığımız her türlü şeyin resminin bir yapbozunu yaratıyoruz,

لذا، لدينا 40,000 صورة، أو لقطة من حياتهم،

Yani an itibariyle 40.000 civarı görselimiz var

ليس في صورة مأخوذة من الفضاء كما ادعى

gerçekten iddaa edildiği gibi uzaydan çekilmiş bir fotoğrafıda yok

ولكن في صورة تم التقاطها على سطح المريخ

fakat Mars'ta çekilen bir fotoğrafta

لم نتمكن من العثور على صورة خاصة به

kendisine ait bir görüntüye ise rastlayamadık

لكن هذه هي صورة تورن اليوم مع عائلتها.

Bu, Torn'un ailesiyle olan bugünkü fotoğrafı.

بمجرد أن نرى صورة اللُغز، تصبح صورًة في عقولنا.

Bir yapbozun resmini görünce aklımızda da bir resim oluşur.

متي أخر مره رأيت فيها صورة سيلفي في جنازة ؟

En son ne zaman cenaze töreninde paylaşılan bir selfie gödünüz?

لذا، خذوا هذا من الشجرة، وحولوه إلى صورة ألياف،

Yani ağaçtan bu formu alın ve fiberleri oluşturun

الصورة التي تشاهدها الآن تحتوي على صورة تسونامي حقيقية

şu anda izlediğiniz görüntüde gerçek bir tsunami görüntüleri mevcut

رأت ليلى صورة الملفّ الشّخصي لسامي و أُعجبت بها.

Leyla, Sami'nin profil resmini gördü ve onu beğendi.

هذه صورة مشهورة جداً، وهي من مؤتمر (سولفاي) عام 1927.

Bu 1927'deki Solvay Konferansı'ndan çok ünlü bir fotoğraf.

من السهل أن تقول يا سيدي تسجيل صورة الأطفال تكبير

söylemesi kolay yok efendim çocukların görüntüsünü kayıt ediyormuş Zoom

توم التقط صورة لماري و هي واقفة تحت شجرة التوت.

Tom, Mary'nin kiraz ağacının altında dururken bir fotoğrafını çekti.

يمكنك رؤية صورة منزل في الشارع والشارع الذي تريده على الخريطة.

Şuan harita üzerinde istediğiniz sokak ve cadde de ki bir evin fotoğrafını görebilirsiniz.

لذا، بمجرد أن تدرك أنك قد بدأت بإعداد صورة مسبقة في ذهنك،

Yani, zihninizde önceden oluşturulmuş bir resim olduğunu öğrendikten sonra

في اكتوبر من عام الفين وعشرين حيث ظهرت صورة لاسماء الاسد في

rolü hakkında, özellikle Mahluf imparatorluğunu kırmadaki başarısıyla

لذا إذا أرادت أن تظهر شريحة فإنها تظهرها إذا كانت تريد أن تظهر صورة تظهرها

yani bir slayt göstermek istiyorsa onu gösteriyor bir fotoğraf göstermek istiyorsa onu gösteriyor

بدلاً من الأشخاص الذين تم رسمهم مثل كومة من قبل ، هذه المرة تم إعطاء صورة مريحة.

Daha önceleri kazık gibi gergin çizilen insanlar yerine bu sefer relax bir görüntü verildi

لذا ، قام بالتقاط 25 صورة وإنشاء تسجيل فيديو عن طريق إضافتها مرة أخرى إلى الوراء في ثوانٍ.

Yani 25 tane fotoğraf çekiyor saniyede bu fotoğrafları arka arkaya ekleyerek bir video kaydı oluşturuyor

عمل كل إنسان، سواءً كان الأدب أو الموسيقى أو الصور أو العِمَارة أو أي شيء آخر، هو دائمًا صورة لنفسه.

Her erkeğin işi, ister edebi ya da müzik ya da bir resim ya da mimari ya da başka bir şey olsun, her zaman kendisinin bir portresidir.

متلازمة باريس هي نوع من الصدمة الحضارية. إنه مصطلح نفسي يوصف به الأجانب الذين يبدأون العيش في باريس، مجذوبين إلى صورة المدينة بوصفها مركزًا للموضة، ثم لا يستطيعون الاندماج جيدا مع التقاليد والثقافة المحليين، فيفقدون توازنهم العقلي وتظهر عليهم أعراض قريبة من الاكتئاب.

Paris sendromu bir tür kültür şokudur. Şehrin moda merkezi imgesine kapılıp Paris'te yaşamaya başlayan, sonrasında yerel adetlere ve kültüre iyi uyum sağlayamayıp, zihinsel dengesini yitiren ve depresyona yakın belirtiler gösteren yabancıları tanımlamak için kullanılan psikiyatrik bir terimdir.