Translation of "فجأة" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "فجأة" in a sentence and their turkish translations:

فجأة انهار المبنى.

Bina aniden çöktü.

اِندلعت الحرب فجأة.

Savaş aniden patlak verdi.

مات سامي فجأة.

Fadıl aniden öldü.

هل فجأة يصيرون طائشين،

Birden pervasız mı oluveriyorlar

فجأة جعل العالم كله

bir anda tüm dünyayı sarıverdi

فجأة هناك تسارع هائل

yani aniden çok büyük bir hızlanma var

فجأة بدأ المطر بالهطول.

Aniden yağmur yağmaya başladı.

فجأة أحسست أني مسن.

Aniden yaşlı hissettim.

فجأة اختفت سيّارة سامي.

Sami'nin arabası birdenbire ortadan kayboldu.

ثم فجأة صار لدينا [زاك].

Sonra birdenbire bir Zach'imiz oldu.

والشيء الثالث--فجأة! كاياك، ماذا؟

Sonra üçüncü şey - bam! - Kayak. Ne?

حيث تغير كل شيء فجأة.

sonra aniden tersine döndü.

فجأة رصدت كشافة ميرسيا وكوسي...

Yakında Mircea ve Couchy'nin keşif ekibi

أصبح الأمر فجأة قضية وطنية.

Aniden ulusal bir konu oldu.

فجأة، لم يعد هذا مجرد تنظير.

Bu artık bir teori olmaktan çıkmıştı.

فجأة بدت الكرة وكأنها تتحرك ببطء،

Top aniden ağır çekimde göründü

ما يجعل ظهوره فجأة أقل احتمالية.

engellemeye yardımcı olduğunu gösterdiler.

فجأة تم وضع العنوان في الصحف

Birden gazetelerde şu manşet atıldı

كانوا يعتقدون أن عقلك سيخرج فجأة

aklın bir anda çıkıp gideceğini düşünürlerdi

دخل شخص غريب من الباب فجأة.

Garip bir kişi aniden kapıdan girdi.

فجأة، أصبحت الشخص الذي يحتاج نصائح الخبراء.

Aniden, tüm bu uzman tavsiyelerinin ucundaki kişi ben oldum.

استطعت أن أفهم فجأة بكتير من الوضوح

ne kadar derinden izole edildiğimi ve hep öyle olduğumu

فجأة ظهر هذا الرجل على شاشة التلفزيون

bir anda bu adam televizyonda

شبَ حصان توم فجأة و القاه ارضاً.

Tom'un atı aniden yükseldi ve onu attı.

فحينها سنبدأ فجأة بتذكر أنه كان وجهًا عابسًا.

o zaman o gülen yüzün aniden çatık kaşlı bir yüz olduğunu hatırlar gibi oluruz.

يا إلهي ، جاء فجأة للعين مع كنز كارون

Aman Allah'ım birden Karun'un hazinesiyle göz göze geliyor

ولكن فجأة عبور المسارات مع محمد علي بيراند

fakat bir anda Mehmet Ali Birand ile yollarının kesişmesi

فجأة يمكنك أن تجد نفسك في منتصف الفصل

bir anda kendinizi dersin ortasında bulabiliyorsunuz

كان الجميع في باريس فجأة ملكيين ، مرة أخرى.

Paris'teki herkes aniden bir kraliyetçiydi, bir kez daha.

وهذه ليست مدينة غير رسمية أو مدينة تظهر فجأة.

Bu gayri resmi ya da portatif bir şehir değil.

مع تقدم كل شيء بشكل طبيعي ، يظهر رجل فجأة

Her şey normal şekilde ilerlerken bir anda bir adam ortaya çıkıyor

فجأة، تذكرت أنني لا أستطيع دفع ثمن الكثير من الكتب.

Birdenbire, pek çok kitap için para ödeyemediğimi hatırladım.

توقف جاك فجأة عن الكلام عندما دخلت ماري إلى الغرفة.

Mary odaya girdiğinde Jack aniden konuşmayı kesti.

ثم فجأة علت صرخة قتالية في الأفق: "إلى الأمام، باسم الرب!"

Sonra birdenbire savaş çığlığı havada yayıldı: Tanrı aşkına, devam edin! "

‫كنت أظنها هنا،‬ ‫ولكن عندما تصل إليها، ‬ ‫تكتشف فجأة أنها صارت أبعد.‬

Burada olduğunu sanıyordum ama buraya gelince de daha uzakta gibi görünüyor.

‫فجأة، بدأ واحد من أضخم قرود "آسيا" الناجين‬ ‫برمي الأغصان على "سكاورفيلد" ومرشده.‬

Asya'nın hayatta kalan birkaç büyük maymunundan biri, birden Scourfield ve rehberine dal fırlatmaya başladı.

‫كانت القروية "لاكشماما" تعمل في حقل‬ ‫في ولاية "كارناتاكا"‬ ‫عندما اختفى ماعزها الثمين فجأة.‬

Köylü Lakchmamma değerli keçisi aniden koşmaya başladığında Karnataka'daki bir tarlada çalışıyordu.

العراق فجأة اصبح منطقة حرب بالنيابة بين السعودية و ايران التي تدعم الاطراف المختلفة

Böylelikle Irak, Suudi Arabistan ve İran destekli karşıt grupların vekalet savaşlarına ev sahipliği yapmaya başladı.