Translation of "أقل" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "أقل" in a sentence and their turkish translations:

أقل بقليل

birazcık az kalıyor

- ألم أقل لك؟
- ألم أقل لك ذلك؟

Size öyle söylemedim mi?

أقل من عشرة؟

10'dan az?

مع مضاعفات أقل.

daha fazla ameliyat gerçekleştirdiler.

ألم أقل ذلك؟

Onu söylemedim mi?

وتدفع للمدرسين أجورًا أقل.

ve öğretmenlere çok daha az ücret veriyorlar.

لذا لم أقل شيئاً.

Bende bir şey söylemedim.

في أقل من عام،

Bir yıldan kısa bir sürede,

‫إنه مخلوق أقل رعبًا.‬

Kendisi, daha az korkutucu bir seçenek.

في أقل فترة زمنية.

bir iklim devriminden bahsediyoruz.

الدجاجات السمينة تبيض أقل.

Şişman tavuklar birkaç yumurta yumurtlarlar.

في أقل من عام ،

bir yıldan az bir sürede

ارفعوا أيديكم، أقل من خمسة؟

Kaldırın. Beşten az diyen?

قال أحد المتنافسين، لم أقل.

Yarışmacının biri söyledi, ben olmadı dedim.

هم أقل احتمالًا للتخلي عنا

fire vermeleri az,

بعض استعداداتي كانت أقل تشويقا.

Hazırlıklarımın bir kısmı sıradandı.

يطورون أقل تمييز في البداية.

çok daha az önyargı geliştiriyorlar.

‫درجة الحرارة أصبحت أقل بكثير.‬

Burası çok daha serin.

هم يطالبون بساعات عمل أقل.

Daha kısa çalışma saatleri istiyorlar.

- أنا أقل بقليل من 150 سم.
- أنا أقل بقليل من 150 سنتي متر.

Ben 1.50 santimetre boyun hemen altındayım.

فإنك تذهب بشكلٍ أقل إلى المستشفى.

daha az hastaneye gitmenizden kaynaklanıyor.

هي متاحة بشكل أسهل وبتكلفة أقل،

daha ulaşılabilir ve düşük maliyetli.

أن الناس بحاجة أقل للتحكم الذهني.

insanlar bilişsel kontrole daha az ihtiyaç duyuyor.

البعض أقل وضوحاً حتى تفكر بها.

Bunları düşünene kadar bazıları daha az açık.

وتصبن بعدد أقل من الهبات الساخنة.

ve daha az ateş basması yaşıyorlar.

‫فرصة اللدغ ستكون أقل بهذه الطريقة،‬

Bu şekilde ısırılma ihtimalim daha az,

ما يجعل ظهوره فجأة أقل احتمالية.

engellemeye yardımcı olduğunu gösterdiler.

يُوَظّف النساء برواتب أقل من الرجال.

Kadınlar erkeklerden daha düşük bir maaşla çalıştırılırlar.

أقرأ أقل عدد ممكن من الكتب.

Mümkün olduğunca az kitap okurum.

وحتى تجربتهم مع السرطان تصبح أقل إيلامًا.

kanser tecrübeleri bile daha az stresli hâle geliyor.

والتي هي تأتي بعار أقل على عائلتي.

açısından daha iyi olan ikinci numarayla karşılaştırmak istiyorum.

للتأكد من استفادة عدد أقل من الأشخاص

sığınma yasalarında köklü değişiklikler yapıyor.

ولكن أعتقد أن ذلك كان أقل إلهاماً

Ama bence biri,

يتعلم هؤلاء الأطفال أقل خلال السنة الدراسية.

diğer yıllarda daha az öğreniyorlar.

التي فيها أقل من خمسة طلاّب مسجلين.

sadece Gansu'daki 1000 okuldan biri.

إلى أقل من 15 ساعة في الأسبوع.

haftada 15 saate düştü.

وماذا عن كره شخص أقل مستنير منك؟

Peki ya sizin kadar kültürlü olmayan birinden nefret etmek?

قلت: لم أقل جولة ، نحن نقبل الجولة

bakın yuvarlak demedim yuvarlak olduğunu kabul ediyoruz dedim

لقد أنهيت العمل في أقل من ساعة

Bir saatten daha az sürede işi bitirdim.

أول رجل يكمل ماراثون أقل من ساعتين.

Bir maratonu 2 saatin altında koşan ilk insan.

هي واحدة من أقل الطرق المحتملة للموت.

ölmek için en az olası yollardan biridir.

لذلك فبالنسبة لي، كنت أنام أقل لكي أعمل.

Bana gelince, daha az uyudum böylece çalışabilirdim.

ارسل رسائل إلكترونية أقل، واغلق وسائل التواصل الاجتماعي،

daha az mail gönder, sosyal medyayı kapat

وتعاطف معي من خلال الرسالة النصية، لا أقل.

Mesaj üzerinden, kendini benim yerime koydu.

وعندما تصبح الجينات أقل فعالية أو عند الإلتهاب،

Yani genler baskılandığında veya iltihaplandığında,

الذين يستهلكون أقل من الكمية اليومية الموصى بها

günlük besin alım miktarının altında olan

نكون ببساطة أقل قدرة على التعامل مع الانشغال.

meşguliyetinizle daha az başa çıkabilmeniz.

في أمريكا، هناك أقل من 200 حالة شُخصت.

ABD'de 200'den daha az kişi bu hastalığa sahip.

فهي في الواقع أقل مكان وحيد في الكون.

aslında evrendeki en az yalnız yerdir.

كانت بشكل ملحوظ أقل من حياة تلك الأشجار،

ağaçlardan anlamlı derecede kısadır,

‫وغالبا ما تعمل على أقل من خمسة فدادين.‬

Genellikle 20 dönümden az alanlarda işleyen düşük gelirli ülkelerde

بافتراض أن الله لم يصبح أقل غضبا علينا

bunun sebebi Tanrı'nın bize daha az kızgın olması değil,

اليوم، يعملون أقل من 40 ساعة في اليوم،

Bugün 40 saatten daha az çalışıyorlar.

‫بازدياد سطوع القمر،‬ ‫تصبح الحواس الخارقة أقل قوة.‬

Ay'ın parlaklığı arttıkça süper sezgiler biraz atıl kalır.

وقد عٌرف بانه أي شخص أقل من رتبة الحارس؛

Zamanla şövalye gibi üst bir sınıftan olmayan herkesi kapsadı

أنا لم أقل أننا لا نحتاج للتعامل مع المخاطر

Riskleri dile getirmememiz gerektiğini,

تتعامل المدارس ذات الموارد المنخفضة مع تجيهزات أقل جودة،

Finansal kaynağı düşük olan okullar kalitesiz araç gereçle eğitim veriyor,

هيلي سميث: نغمة الإناث أقل، كانت حوالي 400 هرتز

HS: Dişiler çok daha düşük perdede. 400 hertz civarındalar.

‫قبل أقل من نصف قرن،‬ ‫كان يستحيل رؤيتها هنا.‬

Son 50 yıla yakın bir süredir onları burada görmemiz imkânsızdı.

أو إذا كان يحتوي على مادة أكثر أو أقل؟

onların geçmişleri nasıl değişirdi?

مثل أن كونك بالخارج قد يجعل الخطر أقل بشدة،

Dışarıda olmak oldukça az riskli olabilir.

وهذا يخلق أصغر ، التي لديها أقل جر على الكرة.

Ve bu, topa daha az sürüklenen daha küçük bir uyanıklık yaratır.

أنهى توم كتابة التقرير في أقل من ثلاث ساعات.

Tom üç saatten daha az bir süre içinde raporu yazmayı bitirdi.

- لا تقلق. ألم أقل أن كل شئ سيجري على ما يرام.
- لا تقلق. ألم أقل أن كل شئ سيسيرعلى نحو جيد.

Endişe etme. Her şeyin iyi gideceğini söylemedim mi?

وأنا لم أقل أن هناك حلا واحدا يناسب كل ذلك

her-şeye-uyan-tek-bir-çözüm olduğunu söylemiyorum;

فكما يبدو، كانت الفِرق الأفضل، ترتكب أخطاءً أكثر، لا أقل.

Daha iyi olan takımların daha az değil daha çok hata yaptığı görülüyordu.

لا يوجد أي حافز لتشغيل المستشفى مع عدد أَسِرةٍ أقل.

Hastanelerin daha az yatakla çalışması için herhangi bir teşvik yok.

فإن أولادهم يتعلمون الرياضيات بدرجة أقل على مدار السنة الدراسية.

ilerleyen yıllarda daha az matematik öğreniyor.

‫يدخل بعضها بياتًا شتويًا،‬ ‫لتحرق أجسادها أقل قدر من الطاقة.‬

Bazısı kış uykusuna yatarak asgari enerji harcıyor.

‫محولةً إياها إلى أشعة‬ ‫ذات أطوال موجية أقل خطورة.‬ ‫فلورية.‬

onu daha az tehlikeli dalga boylarına dönüştürüyor. Florışı işlemi.

‫ضخامة حجم الذكر العجوز‬ ‫تعني أنه أقل مرونة من البقية.‬

Yaşlı erkek fazla iri olduğu için geri kalan herkesten daha yavaş.

وكأن كونك مثلي الجنس يجعلك أقل من رجل، أليس صحيحًا؟

Sanki gey olmak, daha az erkek olmanızı sağlıyor gibi.

- قلت لك ذلك من قبل!
- ألم أقل لك من قبل!

- Sana daha önce söyledim!
- Sana daha önce dedim!

يمكنه الركض لمسافة 100 متر في أقل من 10 ثوان.

O, on saniyeden daha az bir süre içinde yüz metre koşabilir.

منذ أقل من 25 عاما مضت, كنا نعتقد بإنه بعد البلوغ,

25 yaş kadar küçük olduğunuzda, yaklaşık ergenlikten hemen sonra,

إما أن يقوموا بأمر ما أكثر، أو يقوموا بنفس الأمر أقل.

ya aynı şeyi daha fazla yaparlar ya da aynı şeyi daha az yaparlar.

نعم, نحن أقل احتمالا بنسبة 97% أن نقتل با سبب البرق.

Evet, bir yıldırım çarpması sonucu can kaybı riski de %97 daha az.

قال نابليون الغاضب: "ناي يعرف أقل عن الجندية من آخر فتى

Öfkeli bir Napolyon, "Ney askerlik hakkında son katılan davulcu çocuktan daha az şey biliyor" dedi

من العدائين أو الدراجين في الخارج هي أقل بكثير مما توقعت.

ya da bisiklet sürenlerden kapma riskinin sandığımdan daha düşük olduğunu fark ettim.

و تمنيت على أقل تقدير ، أن لا يتوقف هؤلاء عن كونهم أصدقائي

En azından, o gece onlara kendimden bahsettikten sonra

‫ونحاول طرده بالمياه والإمساك به هكذا.‬ ‫فرصة اللدغ ستكون أقل بهذه الطريقة،‬

Onu bu şekilde çıkartabilirim. Bu şekilde ısırılma ihtimalim daha az

استغرق صعود سولت من رتبة رقيب إلى عميد أقل من ثلاث سنوات.

Soult'un çavuştan tümgeneralliğe yükselişi üç yıldan az sürdü.

لكننا نعلم أنك تستطيع تقليل خطر إصابتك، بتعرضك لعدد أقل من الفيروسات.

ama virüse daha az maruz kalarak bu riski azaltacağımızı biliyoruz.

ما يمر بعقل أحد السياسيين يعد أقل مما كان يجول في رأسي.

bir siyasetçinin başından geçenler az daha benim başımdan da geçiyordu.

ثم انتقلوا إلى ما هو أقل ثمنًا، وأكثر شبوعًا؛ مخدرات الشارع من الهروين.

sonra da daha ucuz ve temini daha kolay olan sokak ilacı eroine geçiş yapıyor.

كانت تعاني من مرض الشريان الأبهر بنسبة 60% أقل من أرانب المجموعة الأخرى،

diğer gruba göre yüzde 60 daha az aortic hastalık geliştirdi,

‫كان فم الفهد بجانب...‬ ‫ربما أقل من سنتيمترين ونصف‬ ‫بجانب أذني اليمنى تماماً‬

Parsın ağzı... Belki iki buçuk santimden daha yakındı, sağ kulağımın hemen yanındaydı

في أقل من ثلاث ساعات من القتال، تم القضاء على الجيش الروماني بأكمله

Üç saatten kısa süren muharebede, koca Roma ordusu darma duman oldu.

على الرغم من أنه كان أقل تسليحا من الفرسان الأوروبيين في هذه الفترة.

ancak o zamanlar Avrupalı ​​şövalyelerden daha az silahlıydılar.

قال ديما: "لكن الثلاثة ملايين هي كل ما عندي، لا أكثر، ولا أقل".

"Fakat bütün sahip olduğum üç milyon" dedi Dima. "Ne daha çok ne daha az."

لكن الخبراء وضعوا رقم أقل من ذلك بكثير حوالي 3 مليون شخص فقط

Ancak uzmanlar çok daha düşük, sadece 3 milyon insanın katılımını ortaya koyuyor

لم يكن المغول أقل استعدادًا للقتال جنبًا إلى جنب، ولم يتمكنوا من الصمود أمام

Göğüs göğüse çarpışmaya uygun olmayan Moğollar,kararlı Müslüman süvarilerine dayanamazlardı

ومع ذلك ، لوحظ أن سولت كان الآن أقل ميلًا إلى تعريض نفسه لنيران العدو ،

Bununla birlikte, Soult'un artık kendisini düşman ateşine maruz bırakmaya daha az meyilli olduğu

‫ولكن إذا كانت المزارع القائمة تنتج ما يكفي من الغذاء ،‬ ‫فإن احتمال فقدان الغابات أقل.‬

ve bu da orman tahribine dayalı salınımlara neden oluyor.

بدافع الشعور بالذنب أو اليأس ، أو بشكل أقل معقولية ، قُتل على يد عملاء الملك الفرنسي.

suçluluk ya da çaresizlikten ya da daha az makul bir şekilde, Fransız kralcı ajanlar tarafından öldürüldüğüne inansa da .

‫يمكن أن تكون هذه ‬ ‫هي المشكلة في اتباع الأنهار،‬ ‫فهي دائماً تتخذ المسار الذي به أقل مقاومة.‬

Nehirleri takip etmenin en büyük sorunu budur. Her zaman en az direncin olduğu yoldan giderler.

‫يمكن لمنجم تحت الأرض ‬ ‫أن يكون أقل بـ20 إلى 30 درجة‬ ‫عن درجات الحرارة فوق سطح الأرض.‬

Bir yeraltı madeni, yüzeydeki sıcaklıktan 20-30 derece daha serin olabilir.