Examples of using "مغادرة" in a sentence and their turkish translations:
kıtalar ayrılırken
Ben evimi terk etmeni istiyorum.
Ofisten ayrılamam.
Leyla arabadan inmek istedi.
Neden benim kendime ait bir odam yok?
üniversiteyi bırakma kararı aldı ve 1995 yılında
Fakat herkesin ülkeyi terk edecek maddi durumu yok.
Turistler şafaktan önce şehri terk etmek zorunda kaldı.
Erkek kampından geliyorduk ve tam kız kampına dönerken,
yollarını kaybetmiyorlar ve birbirlerinden ayrılmadan disiplinli bir şekilde ilerliyorlar
Yine de dışarı çıkıyordum.
Sabah 10'dan önce otelden ayrılmalıyız, aksi halde Miami trenini kaçıracağız.