Translation of "الفجر" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "الفجر" in a sentence and their turkish translations:

‫عند بزوغ الفجر عاودنا التحرك.‬

Gün başlarken, yeniden harekete geçiyoruz.

عند الفجر، استأنفت المسيرة القرطاجية

Şafakla beraber , Kartaca ilerleyişi devam etti.

‫وهو الأول من عدة قبل الفجر.‬

Şafak sökmeden daha çok avlayacak.

‫سنتركه لبضع ساعات ‬ ‫ونتفقده قبل الفجر مباشرة.‬

Bunu birkaç saat açık bırakıp alaca karanlıkta kontrol edeceğiz.

عند الفجر، دق الحرس الروماني ناقوس الخطر

Şafakta, Romalı nöbetçiler alarm çanlarını çalıyor.

ووصل عند الفجر إلى الجناح الأيمن لنابليون.

şafak vakti Napolyon'un sağ kanadına ulaştı.

ضبط سامي منبّهه كي يستيقظ لصلاة الفجر.

Sami sabah namazına kalkmak için alarm kurdu.

‫من الآن وحتى الخيط الأول من نور الفجر...‬

Şu andan itibaren, şafak sökene kadar...

وجب على السياح مغادرة البلدة قبل حلول الفجر .

Turistler şafaktan önce şehri terk etmek zorunda kaldı.

‫بأول خيط نور من الفجر،‬ ‫ترتفع درجة الحرارة كثيرًا.‬

Şafağın sökmesiyle... ...sıcaklık tepeye fırlıyor.

‫كانت ليلة باردة رطبة وأشعر بالتعب،‬ ‫ولكن عند بزوغ الفجر عاودنا التحرك.‬

Soğuk ve ıslak bir geceydi ve yorgunum. Ama gün doğduğunda yolumuza devam ediyoruz.

بعد أربعة أيام في جينا ، افتتح لانيس الهجوم الفرنسي الرئيسي عند الفجر ،

Dört gün sonra Jena'da, Lannes şafak vakti ana Fransız saldırısını başlattı