Examples of using "الجامعة" in a sentence and their turkish translations:
Kız kardeşim bir üniversiteye gitmektedir.
Sami üniversiteden ayrıldı.
Sami, Leyla'yı üniversiteden aldı.
Üniversiteye gittiğimde,
bunlar aynı üniversite de okudu
Üniversitede tarih bölümünde okuyor.
Uzmanları üniversiteye çağırdım.
Ben hâlâ üniversitedeyim.
Bu üniversite ne zaman kuruldu?
Üniversiteden mezun olduğum zaman,
Üniversite öğrencisiyim.
- Fadıl üniversiteye gitti.
- Fadıl koleje gitti.
- Sami kolejdeydi.
- Sami üniversitedeydi.
Üniversite ona fahri doktora unvanı verdi.
Üniversitede ana branş olarak ne seçtin?
hem üniversitelerde hocalarımız tarafından bizlere aktarılan
Yerel üniversitelerle iş birlikleri yaptık
6 ayın sonun da üniversiteyi de bıraktı
Sami'nin oğlu üniversiteye gitti.
üniversitede laboratuvarda öğrencilerle beraber değil
üniversiteyi bırakma kararı aldı ve 1995 yılında
Üniversite güneye genişlerken
Leyla, Sami'nin kolej aşkıydı.
Sami, Ferit'in üniversite arkadaşıydı.
Sami üniversitedeki bir oğula bakıyordu.
Fadıl, Dania'yı üniversiteye gitmeye teşvik etti.
İlkokulda, ortaokulda, lisede ve üniversitede yaklaşık olarak
ve üniversitede futbol oynamak için bir burs aldım.
Üniversitede görev yapan bir profesör olarak
ve üniversitede bir dönem ev arkadaşlığı yaptığını da
Fadıl kolej boyunca Leyla'yla flört etmeye devam etti.
üniversitede 3. yılım başlamak üzere
Sami ve Leyla, 90'lı yılların ortasında üniversitede tanıştılar.
Jamal'in üniversite müdürüyle randevusu var.
Üniversite'de eşitsizlik ve ırk hakkında eğitim veriyorum
Bu gayrimeşruluk döneminden kaynaklı üniversitede okuyamadı
O, sınavda iki kez başarısız olduktan sonra üniversiteye girdi.
Leyla üniversite eğitimli olmasına rağmen hizmetçi olarak işe başladı.
Hatta ailesinin onu üniversite okutabilecek kadar bir parası da yoktu ortada