Examples of using "البلاد" in a sentence and their turkish translations:
ve onları ülke dışında tutmayı hedefliyor
ve ülkede reformlar yapar..
memleketi o yönetmiyor ki
ülkenin dört bir yanında protestolar patlak verdi.
Ülkemizin tüm hapishanelerini biliriz.
O, yıllarca yurt dışında yaşadı.
Grev ülkenin ekonomisini etkiledi.
Çocukluk arkadaşlarımın neredeyse hepsi ülkeyi terk etti.
Ülkenin her hapishanesini biliyoruz. Neden?
-- bu da, ülke çapında büyük protestoları fitilledi
Ulusumuzun kurucularının köleliğe olan desteğine
Mezgit avcılığı ülkedeki en büyük balık avcılığıdır,
Yaklaşık 14.000 pars ülkede başıboş şekilde dolaşıyor,
Noel için evde olacak mısın?
"Sonra ülke geneline yayıldı."
ve 1972'de ülkenin ilk yılan parkını açtı.
Fakat herkesin ülkeyi terk edecek maddi durumu yok.
ve ülkenin en büyük e-ticaret platformu Taobao,
ülke üzerindeki kontrolünü kademeli olarak tamamen kaybederek,
ülkenin çehresini basitlikten kalkınmaya değiştirdi.
Tatillerinizde bazen yurt dışına çıkıyor musunuz?
Bu yüzden amacım, misyonum ülkenin ve dünyanın her yerine gidip
Amacımız, her zaman ülkeyi demokratik sivil idare haline getirmekti.
kurulması ile sona erdirmek için açıkladı. Emniyet. Yıllarca süren savaş ve yıkımın
döndü ve ilk günden itibaren ülkeyi aşırılık yanlılarından kurtarma ve
kollarıyla kontrol ediyor ve hedefleri
hareket ettirebilecek egemen fonlara sahip devlet hazinesine yönelik güçlü mali rezervlerle
Ben kırsalda bir hafta geçirdikten sonra tamamen tazelenmiş hissediyorum.
sağlanana kadar varlığının devam edeceğini söylüyor
herhangi bir yabancı gücü veya silahlı milisleri uzaklaştırmak yeni geçiş hükümetine
, ilk günden itibaren ülkenin önceliğinin eğitim olduğunu açıkladı
90'larda ülke çapında televizyon kanallarında boy gösterirdi
Ülkenin tüm büyük Wall Street firmaları bu kredilere bahse giriyor.
ve başarılı olursa ülkenin petrol zenginliklerinden biri olmak
Çin'deki bir akademik çalışma ülkedeki 318 salgını araştırdı.
Her şahıs memleketin kamu hizmetlerine eşitlikle girme hakkını haizdir.
bunu yerde kesmek zorunda kaldım ve ülkelerin kötü görünmemesi için büyük bir çaba harcadım.
Çevreci, tehlikeli bir görevde, ülkenin benekli sinsi avcılarının peşinde, ancak yaptığı işin bir bedeli var.
Bu ülkede, biz, yükvücut bir millet, yekvücut bir halk olarak yücelir veya düşeriz. Gelin, siyasetimizi uzun zamandır zehirleyen o aynı partizanlık, detaycılık ve hamlık duygularının cazibesine, hep birlikte karşı koyalım.