Examples of using "أستطيع" in a sentence and their turkish translations:
Onu anladım.
- İngilizce konuşabilirim.
- Ben İngilizce konuşabilirim.
Nefes alamıyorum.
- Bir araba sürebilirim.
- Araba sürebilirim.
Hareket edemiyorum.
Ben bunu kendim yapabilirim.
- Konuşamam.
- Konuşamıyorum.
Nefes alamıyorum!
Trenle gidebilirim.
Yapabileceğimi sanıyorum.
Doğru bir şekilde tahmin edemem.
Sonra uçamadığım için,
Elimden gelen her yolu denedim
Sizlere bu dağılımın
Bir arkadaşa ihtiyacım vardı.
- Yemek yiyemiyorum.
- Yiyemem.
Seni terk edemem.
Anlamıyorum.
Kalabilir miyim?
Ben neden duyamıyorum?
Gözlerime inanamıyorum.
Yapamam.
Sıcağa dayanamıyorum.
Yarın gelemeyeceğim.
Belki ben bunun gerisinde kalabilirim.
Ofisten ayrılamam.
Onun ikiyüzlülüğüne katlanamıyorum.
Bir iş bulmanıza yardımcı olabilirim.
- Sana yeterince teşekkür edemem.
- Ben yeterince teşekkür edemiyorum.
- Size yeterince teşekkür edemiyorum.
Bunu da ortaya çıkarabilirim
gidebileceğim birçok okul var.
Kadın: İyiliksevenler, yardımcı olabilir miyim ?
Alo, burası İyiliksevenler. Nasıl yardımcı olabilirim?
Şu anda bacağımı zar zor kımıldatabiliyorum.
Ta ki anlayana kadar.
(Şarkı söylüyor) Sana dünyayı gösterebilirim --
Siz güçlükle duyabiliyorum.
Az çok piyano çalabilirim.
Ben gülüp ağlayamam.
Şu anda bir plan öneremem.
Saatimi bulamıyorum.
Zaman zaman, ona güvenemiyorum.
Ben şimdi onun adını hatırlayamıyorum.
- İnanamıyorum!
- Ben ona inanamıyorum!
Yüze kadar sayabilirim.
Tom'a güvenebilirim.
Pulları nereden alabilirim?
Yarına kadar bekleyemem.
Gerçekten sana yardımcı olamam.
Sana hemen yardım edemem.
Gençlerin psikolojisini anlayamıyorum.
Ayrıntılara giremem.
Ne? Siz arkadaşları duyamıyorum.
Ben o tür bir hayat yaşayamam.
Kendimi kaybetmemek için yüzümü çevirmem gerekiyor.
"Cal, sosyal medyayı bırakamam,
Fakat işin hileli bir yanı da bu halde bile meditasyon yapabiliyor olmam.
Eğer aşağıya yürüyerek inemiyorsam
''Tek başıma dünyayı değiştiremem,
Ben herkes adına konuşamam ki."
Bazı güçlü distopya senaryoları hayal edebiliyorum,
İleriyi göremiyorum!
Şu anda bacağımı zar zor kımıldatabiliyorum.
"ev gibi bir yer arıyorum"
özgür olma yolunda.
ben çok geniş bir alanı görebiliyorum
- Nerede bir taksiye binebilirim?
- Nerede taksi bulabilirim?
Telefon numaranızı alabilir miyim?
Onun fikirlerini hiç anlayamıyorum.
Asla ona 'Yanıtlayamam' deme.
Ramazanda makyaj yapamam.
Bunu yanımda alabilir miyim?
Birisini getirebilir miyim?
- Bunu okuyamam.
- Bunu okuyamıyorum.
Ben şopen çalarım.
Ben o bavulları senin için taşıyabilirim.
Bu gürültüye katlanamıyorum.
Ben adınızı sorabilir miyim?
Onların arasındaki farkı söyleyemem.
- Yine gelebilir miyim?
- Gene gelebilir miyim?
"Onu nasıl açıklarsın?" "Açıklayamam."
Susuz yaşayabilirim.
O tuhaf şeyler söylüyor. Ben gerçekten anlamıyorum.
Üzgünüm, ama seni çok iyi duyamıyorum.
Ben de bunu yapamam.
Kelimelerle duygularımı ifade edemiyorum.
- Her şeyi tek başıma yapamam.
- Ben her şeyi kendi başıma yapamam.
Sensiz yaşayamam.
bunun oldukça umut vadedici olduğunu,
10 bölümden fazla bir şey yapamam ben, diyor.
ve ona yavruyu kurtaramayacağımı söylemek zorunda kaldığımda
diğer insanlarla bağlantı kurabilmem ve belki onları daha az
Yine de fark etmeden edemediğim şey
Bunu da güvenle söyleyebilirim
aklıma gelen en iyi sebep:
Artık yürüyemeyecek kadar çok yorgunum.
Ben ona inanamıyorum!