Examples of using "لساعات" in a sentence and their turkish translations:
yuvanın etrafında saatlerce
Saatlerdir bekliyorum.
Sami saatlerce araç kullandı.
onunla saatlerce oturdum ve kıza yardım ettim,
Onlar saatlerce konuşmaya devam etti.
O saatlerce bekledi.
İşkence saatlerce sürdü.
Milyonlarca yarasanın göçü saatlerce sürer.
Sami saatlerce durmadan patates soyarak babasının restoranında çalıştı.
Her şahsın dinlenmeye, eğlenmeye, bilhassa çalışma müddetinin makul surette sınırlandırılmasına ve muayyen devrelerde ücretli tatillere hakkı vardır.